Sevdiğiniz İnsana Yürekten Bağlılığınızı Nasıl İfade Edersiniz?

Gary Chapman’ın Beş Sevgi Dili kitabı, bu soruya etraflıca cevap vermenin ve yöntemler sunmanın yanında, temelde insanların sevgiyi hangi şekillerde algıladığını ve ifade ettiğini anlatır.

Chapman der ki,  tıpkı belli başlı dil grupları olduğu gibi (Almanca, Yunanca, Fransızca vs.) sevginin de farklı dil grupları vardır ve toplamda, beş farklı sevgi dili vardır.

1. Onay Sözleri

2. Nitelikli Beraberlik

3. Armağan Alma

4. Hizmet Davranışları

5. Fiziksel Temas

Çoğumuz anne baba ve kardeşlerimizin dilini öğrenerek büyürüz ve bu bizim birincil ya da anadilimiz olur. Daha sonra ilave dilleri daha fazla çabayla öğreniriz. Bunlar da bizim ikincil dillerimiz olur. En iyi anadilimizi konuşur ve anlarız.

Eğer yalnızca anadilimizi konuşursak ve yalnızca bizimkinden farklı olan, kendi anadilini konuşan birisi ile karşılaşırsak, iletişimimiz sınırlı olacaktır. Eğer kültürler arası etkili bir iletişim kurmak istiyorsak, iletişim kurmak istediğimiz insanların dilini öğrenmeliyiz.

Bu, sevgi konusunda da benzerdir. Sizin sevgi diliniz ile eşinizin dili, Çince’nin İngilizce’ den farklı olduğu kadar farklı olabilir.  Chapman, insanların  sevgiyi beş temel “sevgi dili” aracılığıyla gösterdiğini öne sürer. Bu kitap, farklı dilleri kullanan çiftlerin birbirlerini anlamak için hangi yolları geliştirebilecekleri üzerinedir.

Eğer sevgimizi etkili şekilde belirtmek istiyorsak, eşimizin birincil sevgi dilini öğrenmeyi istemeliyiz.

Yazarımız, kitapta çoğunlukla evli çiftler üzerinden, evlilikte belli bir zaman sonra rengi solan sevgiyi nasıl canlı tutacaklarını, kendisine gelen danışanlarının karşılaştıkları gerçek problemlere  çözüm önerileriyle ve çiftlerin evliliğinde meydana gelen değişimlerle açıklar.  Yani sunduğu yöntemler denenmiş ve başarılı sonuçlar doğurmuştur.  Bununla ilgili aynen şunları söyler:

Sevginin nikahtan sonra buhar olması gerekmez. Fakat onu canlı tutmak için de çoğumuzun ikincil bir sevgi dili öğrenmek için çaba harcaması gerekecektir. Zira çok nadir iki kişi aynı birincil sevgi dilini konuşur. Ve eğer eşimiz anlamıyorsa anadilimize bel bağlayamayız. Ona iletmeye çalıştığımız sevgiyi onun hissetmesini istiyorsak, bunu onun birincil sevgi dilinde yapmalıyız.

Sevgi Deposunu Dolu Tutmak

Sevgi, dilimizdeki en önemli- aynı zamanda en karmaşık -sözdür. Hem dünyevi hem de dini düşünürler, sevginin yaşamımızda ana rolü oynadığı konusunda hemfikirdirler.

İnsanlık oyununun son sahnesinde üç karakterin kalacağı söylenmiştir: “İnanç, umut ve sevgi. Fakat bunların en önemlisi sevgidir.”

Chapman, bu kitabın amacının sevgi kelimesini çevreleyen tüm karışıklığı gidermek değil, duygusal sağlığımız için esas olan sevgi türüne odaklanmak olduğunu belirtmiştir.

Çocuk psikologları, duygusal açıdan dengeli olması istenen her çocuğun, karşılanması gereken belirli temel düzey duygusal gereksinimlere sahip olduğunu doğrularlar. Bu duygusal gereksinimlerin hiçbiri, sevgi ve şefkate duyulan ihtiyaç ile bir yere ait olduğunu ve istendiğini hissetme gereksinimi kadar temel değildir.

Kitapta şöyle bir benzetmeye başvurulur: Her çocuğun içinde, sevgi ile doldurulmayı bekleyen bir “duygu deposu” vardır. Bir çocuk gerçekten sevildiğini hissederse normal olarak gelişecektir fakat sevgi deposu boş olduğu zaman çocuk, yanlış davranışlarda bulunacaktır. Çocukların yaramazlıklarının çoğuna ‘boş bir sevgi deposunun’ özlemleri yol açar. Onların yaramazlıkları, hissetmedikleri sevgiyi arayışın saptırılmış bir şeklidir. Sevgiyi hep yanlış yerlerde, yanlış şekillerde ararlar.

Doğamızdaki bir şey, başkaları tarafından sevilmeye son derece ihtiyaç duyar. İzolasyon insan ruhunu mahveder. Bu yüzden yalnız başına hapsedilme, en zalim ceza olarak düşünülür. İnsanın varlığının kalbinde samimi olmak ve başkaları tarafından sevilmek arzusu vardır.

İncinen çiftlerinin kalplerinin derinliklerinde ibresi boşu gösteren görünmez bir ‘sevgi deposu’ olabilir mi?  Yanlış davranışlar, kabuğuna çekilmeler, acı sözler ve eleştirel bir ruh, boş bir depodan dolayı meydana gelebilir mi?  Onu doldurmanın bir yolunu bulabilseydik evlilik yeni baştan doğabilir miydi? Dolu bir depo ile çiftler, farkları tartışmanın ve çelişkileri çözmenin mümkün olduğu duygusal bir iklim yaratabilir mi? Bu depo, evliliğin iyi gitmesini sağlayan bir anahtar olabilir mi?

Evet, tüm bu sorularla Chapman bizleri, ilişkilerimiz üzerinde derin düşünmeye ve analizler geliştirmeye davet eder.

Sevgi deposunu dolu tutmak, tıpkı bir otomobil için benzini uygun seviyede tutmak kadar önemlidir. Evliliği boş bir sevgi deposu ile yürütmek ise, arabanızı benzinsiz yürütmeye çalışmaktan daha fazlasına mal olabilir.

Beş sevgi dilini anlamak veya eşinizin birincil sevgi dilini konuşmayı öğrenmek, onun davranışlarını kökten etkileyebilir. Sevgi depoları dolu olduğunda insanlar farklı davranırlar.

Yazar beş sevgi dilini incelemeden önce, diğer bir önemli fakat kafa karıştıran olguya değinir: “Âşık olma”nın harika deneyimi.

Aşık Olmak

Âşık olan kişi, sevdiği kişinin mükemmel olduğu illüzyonuna sahiptir. Annesi veya arkadaşları onun kusurlarını görebilir fakat o göremez. Çünkü ona göre sevgilisi mükemmeldir ve başkalarının ne düşündüğü de önemli değildir.

 Gerçekten aşıksak bunun sonsuza kadar süreceğine inanma eğilimindeyizdir. “Bu anda hissettiğimiz harika duygulara daima sahip olacağız. Aramıza hiçbir şey asla giremez, hiçbir şey birbirimize duyduğumuz aşktan daha üstün olmayacaktır. Biz birbirimizin güzelliğine ve cazibesine hayran olduk, tutulduk. Aşkımız şimdiye kadar deneyimlediğimiz en harika şey. Bazı evli çiftlerin bu duyguyu kaybettiklerini gözlemliyoruz fakat bu asla bize olmayacak. Belki de onlar gerçek aşkı yakalayamadılar.” diye fikir yürütürüz.

Maalesef “âşık olma” yaşantısının ebediliği hayaldir, gerçek değildir. Romantik bir tutkunun ortalama yaşam süresi iki yıldır. Eğer bu gizli bir aşk ilişkisi ise biraz daha uzun sürebilir, fakat sonuçta hepimiz bulutlardan inip ayağımızı tekrar toprağa basarız.

Âşık olma yaşantısı ne bizim ne de diğer kişinin büyümesine ve gelişmesine odaklanmaz. Bunun yerine, bize oraya ulaştığımız duygusunu verir.

Âşık olma yaşantısı, sevgi diye adlandırılmamalıdır. Bunun üç ana nedeni vardır; birincisi âşık olma iradî bir fiil veya bilinçli bir seçim değildir.  Âşık olmayı ne kadar istersek isteyelim bunun olmasını sağlayamayız, diğer taraftan karşımıza çıktığında bu yaşantıyı arıyor olmayabiliriz. Sık sık uygun olmayan zamanlarda, umulmadık insanlara âşık oluruz.

İkincisi, âşık olmak gerçek sevgi değildir, çünkü çaba göstermeden yaşanır. Âşık olma durumunda her ne yaparsak yapalım pek az disiplin veya tarafımızdan bilinçli bir çaba gerekir.  Birbirimize yaptığımız uzun ve pahalı telefon görüşmeleri, verdiğimiz hediyeler, iş projeleri bize göre hiçbir şey değildir. Kuşun içgüdüsel doğasının yuvanın yapılışını belirlediği gibi âşık olma yaşantısının doğası da bizi, birbirimiz için tuhaf ve doğal olmayan şeyler yapmaya iter.

Üçüncüsü “âşık” olan kişi diğer kişinin gelişimine yardımcı olmakla gerçekten ilgili değildir.  Âşık olduğumuzda aklımızda herhangi bir amaç varsa o da, kendi yalnızlığınıza son vermek, belki de bu sonucu evlilikle garantilemektir.  

Eğer âşık olmak gerçek sevgi değilse, nedir? Doktor Peck, onun çiftleşme davranışının genetik olarak belirlenmiş içgüdüsel bir öğesi olduğu sonucuna varır. Başka bir deyişle âşık olmayı oluşturan ego sınırlarının geçici yıkılışı, türlerin devamını sağlamak üzere cinsel birleşme ve ilişkinin olasılığını artırmaya hizmet eden içsel cinsel dürtüler ile dışsal cinsel uyarıcıların bir konfigürasyonuna, insanın kalıtsal bir yanıtıdır.

Peki, aşkın bu uçuk kaçıklığı karşısında biz ne yapabiliriz?

 Âşık olma yaşantısını olduğu gibi, yani “geçici duygusal bir yükselme” olarak kabul edebilir ve artık eşimizle birlikte gerçek sevgiyi kovalayabiliriz. Bu tür bir sevgi, doğası itibariyle duygusaldır fakat tutkulu değildir. Aklı ve sağduyuyu birleştiren bir sevgidir ve disiplin gerektirir.

En temel duygusal gereksinmemiz âşık olmak değil, birbirimiz tarafından gerçekten sevilmek, bir sevginin içgüdü ile değil, akıl ve seçimle büyüdüğünü bilmektir.

İşte tüm bunlar için de eşimizin birincil sevgi dilini öğrenmemiz şarttır. Öyleyse beş farklı sevgi dilinden ilki ile başlayalım:

Sevgi Dili 1: Onay Sözleri

Sevgiyi duygusal olarak ifade etmenin bir yolu, onu oluşturacak sözleri kullanmaktır. Antik İbrani bilgesi Solomon, “Dil yaşamın ve ölümün gücüne sahiptir” diye yazmıştır. Birçok çift birbirlerini sözlü olarak onaylamanın muhteşem gücünü asla öğrenmemiştir. Solomon daha sonra şöyle ilave etmiştir, “Yargılayıcı bir yürek insanı bunaltır, ama sevecen bir söz onu neşelendirir.”

Sözlü iltifatlar veya takdir sözleri, sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Bunlarla ilgili birkaç örnek;

“Bu kıyafetleri çok şık görünüyorsun.”

“Bu dünyada patatesi en iyi pişiren kişi sen olmalısın, bu patateslere bayıldım.”

“Bu gece bulaşıkları yıkamanı gerçekten takdir ettim.”

Çiftlerin birbirinden düzenli olarak bu tür onay sözleri işittiği bir evlilikteki duygusal atmosfer nasıl olacaktır sizce?

-Cesaret Verici Sözler

Sözel iltifatlarda bulunmak, eşinize ve onaylayıcı sözleri ifade etmenin yalnızca bir yoludur. Cesaretlendirme sözü “cesaret uyandırmak” demektir. Hepimizin, kendimizi güvensiz hissettiğimiz alanlar vardır. Cesaretimiz eksiktir ve bu cesaret eksikliği, sık sık yapmayı istediğimiz olumlu şeyleri başarmamızı engeller. Eşinizin kendisini güvensiz hissettiği alandaki gizli potansiyeli, sizin cesaret verici sözlerinizi bekliyor olabilir.

Cesaret verme, duyguları sezinlemeyi ve dünyayı eşinizin gözüyle görmeyi gerektirir. İlk önce, eşimiz için neyin önemli olduğunu öğrenmeliyiz, ancak o zaman cesaret verebiliriz.

Çoğumuzun içinde geliştirebileceğimizden daha fazla potansiyel vardır. Bizi engelleyen genellikle cesaret eksikliğidir. Seven bir eş, o çok önemli katalizörü sunabilir. Şüphesiz, cesaret verici sözleri söylemek sizin için zor olabilir. Bu sizin birincil sevgi diliniz olmayabilir. Bu ikinci dili öğrenmek sizin için büyük çaba gerektirebilir. Eğer eleştirici ve kınayıcı söz kalıbına sahipseniz, bu özellikle zordur. Fakat emin olun, bu çabaya değer.

Sevecen Sözler

Sevgi sevecendir. O halde sevgiyi sözel olarak iletmek durumundaysak sevecen sözler kullanmalıyız.  Bu konuşma şeklimizle ilgilidir. Aynı cümle söyleyiş tarzımıza göre iki ayrı anlam taşıyabilir. ‘Seni seviyorum’ ifadesi sevecenlik ve şefkatle söylendiğinde, sevginin samimi bir ifadesi olabilir fakat, ‘Seni seviyorum?’ ifadesindeki soru işareti, bu iki kelimenin tüm anlamını değiştirir.

Alçakgönüllü Sözler

Sevgi ricalarda bulunur, talep etmez. Eşimden birtakım şeyler talep ettiğimde ben ebeveyn olurum ve o da çocuk. Bu tür ilişkilerde iki taraf eşittir ve direktif vermenin yeri burada yoktur.

Eğer yakın bir ilişki geliştirmek istiyorsak, birbirimizin arzularını bilmeye gereksinimimiz vardır. Eğer birbirimizi sevmeyi diliyorsak, diğer kişinin ne istediğini bilmeye ihtiyacımız vardır.

 Bununla birlikte, bu arzuları ifade ettiğimiz yol çok önemlidir. Eğer talepler olarak algılanırsa, yakınlık olasılığı silinmiş oluruz ve eşimizi kendimizden uzaklaştırırız. Fakat eğer gereksinimlerimizi ve arzularımızı ricalar olarak belirtirsek, sunduğumuz rehberliktir, ültimatom değildir.

Sevgi Dili 2: Nitelikli Beraberlik

Nitelikli beraberlik, birisine bütün dikkatinizi vermektir. Kanepeye birlikte oturup televizyon seyretmek değildir. Zamanınızı, tüm dikkatinizi toparlayarak birbirinize bakmanız ve konuşmanızdır.

Nitelikli beraberliğin ana yönlerinden birisi birlikteliktir. Bu, fiziksel yakınlıktan öte bir birlikteliktir ve odaklanmış ilgi ile alâkalıdır.

Ortak bir uğraşta birlikte zaman geçirmek, birbirimize önem verdiğimizi, birbirimizle olmaktan zevk aldığımızı, birlikte bir şeyler yapmaktan hoşlandığınızı belli eder.

-Nitelikli Sohbet

Kaliteli sohbetten kastedilen, iki bireyin deneyimlerini, düşüncelerini, duygularını ve arzularını dostça ve rahatsız edilmeyecekleri bir ortamda paylaştıkları, anlayışa dayanan diyalogtur.

Bizler, en baştan beri sorunları analiz etmek ve çözümler yaratmak üzere eğitildik. Evliliğin, tamamlanması gereken bir proje veya çözülmesi gereken bir sorun değil de bir ilişki olduğunu unutuyoruz. Bir ilişki, diğer insanın düşüncelerini, duygularını ve arzularını anlamak amacıyla anlayışlı dinlemeyi gerektirir. Tavsiyede bulunmayı yalnızca talep edildiği zaman ve asla lütfeder gibi olmamak koşuluyla arzuluyor olmalıyız.

-Konuşmayı Öğrenmek

Nitelikli sohbet yalnızca anlayarak dinlemeyi değil, aynı zamanda kendine açıklamayı da gerektirir.

Kendini açma bazılarımıza kolay gelmez. Birçok yetişkin düşünce ve duygularını ifade etmenin teşvik edilmediği, aksine kınandığı evlerde büyümüştür. O çocuk, yetişkin olduğu zaman duygularını reddetmeyi öğrenmiştir. Artık duygusal yanıyla temas halinde değildir.

Eğer nitelikli sohbet dilini öğrenmeye gereksinimimiz varsa evden uzaktayken hissettiğimiz duyguların not etmekle işe başlayabiliriz. “Son 3 saat içinde ne duygular hissettim, işe gelirken arkamdaki sürücü tamponuma doğru arabasını sürerken ne hissettim, benzin istasyonunda durduğumda otomatik pompa kapanmadığı ve arabanın yan tarafı benzinle kaplandığı zaman ne hissettim?..

Unutmayın ki duyguların kendisi ne iyidir, ne de kötü. Onlar yalnızca yaşamdaki olaylara karşı psikolojik tepkilerimizdir.

Sevgi Dili 3: Armağan Alma

Bir armağan, elinizde tutup “ beni düşünüyor” veya “beni hatırlıyor” diyebileceğiniz bir şeydir. Birisine bir armağan vermek için onu düşünüyor olmanız gerekir. Armağanın kendisi, bu düşüncenin bir sembolüdür. Onun para ile alınıp alınmadığı önemli değildir, önemli olan şey onu düşünmenizdir. Önemli olan yalnızca zihinde var olan düşünce değil, armağanı fiilen alma ve onu bir sevgi ifadesi olarak verme ile ifade edilen düşüncedir.

Anneler, çocuklarının bahçeden armağan olarak bir çiçek getirdikleri günleri hatırlarlar. Bu, koparılmasını istemedikleri bir çiçek bile olsa sevdiklerini anlarlar. İlk yıllardan itibaren çocukların anne babalarına armağan verme eğilimleri vardır. Bu da armağan vermenin temelinde sevgi olduğunun bir işareti olabilir.

Eğer eşinizin birincil sevgi dili armağan almaksa, siz armağan vermekte usta olabilirsiniz. Aslında bu öğrenilmesi en kolay sevgi dillerinden biridir.

Armağanlar sevginin görsel sembolleridir. Çoğu evlilik töreni, yüzüklerin alınmasını ve verilmesini içerir. Bu yüzükler, iki kalbi sonsuza dek birleştiren içteki ruhsal bağın dıştaki görülebilen işaretleridir.

Armağanlar satın alınabilir, bulunabilir veya yapılabilir. Paranız varsa az bir paraya güzel bir kart alabilirsiniz, paranız yoksa kendiniz bir tane parasız yapabilirsiniz. Armağanlar pahalı olmak zorunda değildir.

Sevgi Dili 4: Hizmet Davranışları

Hizmet davranışları ile kastedilen, eşinizin yapmanızdan hoşlandığı şeyleri yapmaktır. Ona hizmet ederek onu memnun etmeye, onun için bir şeyler yaparak ona sevginizi ifade etmeye çabalarsınız.

Yemek pişirmek, masayı hazırlamak, bulaşıkları yıkamak, süpürmek, arabanın ön camındaki böcekleri çıkarmak, çöpü dışarı koymak, bebeğin bezini değiştirmek vs.

Hz. İsa, havarilerinin ayaklarını yıkadığı zaman bir hizmet davranışı ile sevgisini ifade etmenin basit fakat derin bir örneğini veriyordu.

Yaşamının daha önceki yıllarında İsa, onun krallığında hizmetçilerin en büyük olacağını belirtmişti. Çoğu toplumlarda büyük olanlar, küçük olanlara karşı büyüklük takınırlar. Fakat Hz İsa “büyük olanlar diğerlerine hizmet edecektir. ” demiştir. Aziz Paul bu felsefeyi, “birbirinize sevgi ile hizmet edin” diyerek özetlemiştir.

Hiç kimse bir şey yapmaya zorlanmaktan hoşlanmaz. Aslında sevgi daima özgürce verilir. Sevgi talep edilemez, birbirimizden bir şeyler rica edebiliriz, fakat hiçbir zaman hiçbir şeyi talep etmemeliyiz. Ricalar sevgiye yön verir, fakat talepler sevginin akışını durdurur. Sevgi bir seçimdir ve mecbur edilemez.

Her birimiz, her gün eşlerimizi sevip sevmediğimize karar vermeliyiz. Eğer sevmeye karar verirsek, o zaman bunu eşimizin arzuladığı şekilde ifade etmek, sevgimizi duygusal açıdan en etkili hale getirecektir.

 Şu bir gerçektir ki, eşinizin davranışlarınız konusundaki eleştirileri, onun birincil sevgi dili konusunda en net ipuçlarını verir. İnsanlar, eşlerini en çok kendilerinin en derin duygusal gereksinimleri olduğu alanlarda yüksek sesle eleştirirler. Eleştiriler, sevgi için yalvarmanın etkisiz bir yoludur. Eğer bunu anlarsak, bu onların eleştirilerini daha yapıcı bir şekilde işleme koymaya yardım eder.

Sevgi Dili 5: Fiziksel Temas

Fiziksel temasın sevgi iletiminin bir yolu olduğunu uzun süredir biliyorduk. Çocuk gelişim alanında çok sayıda araştırma şu sonucu gösterdi: elle tutulan, kucaklanan ve öpülen çocuklar uzun zaman süreçlerinde, fiziksel temastan mahrum bırakılmış çocuklardan daha sağlıklı bir duygusal yaşam geliştiriyorlar.

Fiziksel temas, aynı zamanda evlilikteki sevgiyi iletmek için de güçlü bir araçtır. El ele tutuşma, öpüşme, sarılma ve cinsel ilişki bir kişinin eşine olan sevgisini iletmenin yollarıdır. Fiziksel temas, bazı insanların birincil sevgi dilidir. O olmadan sevildiklerini hissetmezler. Onunla sevgi depoları doludur ve eşlerinin sevgisi konusunda kendilerini güvende hissederler.

Bir ilişkiyi yaratan da bozan da fiziksel temastır. O, sevgiyi de nefreti de iletebilir. Birincil sevgi dili fiziksel temas olan birisi için bu mesaj, “senden nefret ediyorum” veya “seni seviyorum” sözlerinden çok daha güçlü olacaktır. Yüze atılan bir tokat her çocuğa zarar verir fakat birincil sevgi dili dokunma olan bir çocuk için, yıkım demektir. Şefkatli bir sarılma, her çocuğa sevgiyi ifade eder, fakat birincil sevgi dili fiziksel temas olan çocuğa, sevgiyi haykırır. Aynı şey yetişkinler için de geçerlidir.

Eğer eşinizin birincil sevgi dili fiziksel temas ise, hiçbir şey ağlarken onu kucaklamanızdan daha önemli olamaz.

Kriz zamanında neredeyse içgüdüsel olarak birbirimizi kucaklarız. Neden? Çünkü fiziksel temas, sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Kriz zamanında sevildiğimizi hissetmeye her şeyden çok ihtiyacımız vardır. Olayları her zaman değiştiremeyiz; fakat eğer sevildiğimizi hissedersek, dayanabiliriz.

Birincil sevgi dili fiziksel temas olan kişiler, duygusal olarak, eşlerinin uzanıp fiziksel olarak kendilerine dokunmasını çok arzu ederler. Elini saçlarının arasında gezdirmek, sırtını ovmak, ellerini tutmak, sarılmak, cinsel ilişki -bunların hepsi ve diğer sevgi dokunuşları- birincil sevgi dili fiziksel temas olan kişi için duygusal yaşam çizgisidir.

Birincil Sevgi Dilinizi Keşfetmek

Sizin birincil sevgi diliniz nedir? Eşiniz tarafından sevildiğinizi size en çok hissettiren nedir? Her şeyden çok neyi arzu edersiniz? Eğer Bu soruların yanıtı zihninizden derhal belirmiyorsa belki sevgi dillerinin olumsuz kullanımına bakmak size yardımcı olabilir. Eşinizin yaptığı, söylediği ya da yapmayı veya söylemeyi ihmal ettiği neler sizi derinden incitir?

Örneğin, eğer eşinizin eleştirel, yargılayıcı sözleri sizin en derin acınızsa, o halde belki de sizin sevgi diliniz ‘onay sözleri’dir. Eğer birincil sevgi diliniz, eşiniz tarafından olumsuz kullanılıyorsa yani, o tersini yapıyorsa, bu sizi başka birisini incittiğinden çok daha derinden incitecektir. Çünkü o, yalnızca sizin birinci sevgi dilinizi konuşmayı ihmal etmekle kalmıyor, bu dili kalbinize bir bıçak gibi saplıyor.

Birincil sevgi dilinizi keşfetmeye başka bir yaklaşım ise geriye doğru ilişkinize bakmak ve ‘eşimden en çok neyi istedim’ diye sormaktır. Çok istediğiniz şey her neyse büyük olasılıkla birincil sevgi dilinizle uyumludur.  

 Kısacası Chapman bizlere, kendi birincil sevgi dilimizi keşfetmemiz için 3 yol önerir:

  1. Eşinizin yaptığı ya da yapmayı ihmal ettiği neler sizi çok derinden incitir? Sizi en çok inciten şeyin zıttı, muhtemelen sizin sevgi dilinizdir.
  2. Eşinizden en sık neyi rica edersiniz? En sık istediğiniz şey muhtemelen, sevildiğinizi en çok hissetmenizi sağlayacak şeydir.
  3.  Eşinize sevginizi düzenli olarak ne şekilde ifade edersiniz? Sevgiyi ifade etme yönteminiz, aynı zamanda sevildiğinizi hissetmenizi sağlayacak şeyin bir işareti de olabilir.

Bu üç yaklaşımı kullanmak, muhtemelen birincil de sevgi dilinizi belirlemenizi sağlayacaktır. Eğer iki dil de size eşit görünüyor, ikisi de aynı yüksek tondan konuşuyorsa o zaman belki de iki diliniz vardır.

Bütün bunları yaptıktan sonra birincil sevgi diliniz olduğunu düşündüğünüz şeyleri yazabilirsiniz. Aynı zamanda eşinizin de birincil sevgi dili olduğunu düşündüğünüz şeyi yazın, diğer dört dili de dilerseniz önem sırasına göre dizebilirsiniz. Eşinizle oturup onun birinci sevgi dili olduğunu tahmin ettiğiniz şeyi tartışın, sonra birbirimize kendi bilincil sevgi diliniz olduğunu düşündüğünüz şeyi anlatın.

 Bu bilgileri paylaştıktan sonra, üç hafta boyunca haftada üç kez,  “depo kontrolü” oyununu oynayın. Eve geldiğinizde içinizden biriniz diğerine “Sıfırdan ona kadar bir skalada bu gece sevgi depon kaçı gösteriyor?” diye sorar.

Sevgi deponuza 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0 diye bir ölçüm oranı verirsiniz. 0 ‘boş’ demektir ve 10 ‘sevgi doluyum ve daha fazlasını kaldıramam’ anlamına gelir. Eşiniz sorar, ‘onu doldurmak için ne yapabilirim?’

Sonra siz bir öneride bulunursunuz, eşinizin o akşam yapmasını ya da söylemesini istediğiniz bir şey önerirsiniz. Elinden geldiğince ricanıza karşılık verecektir. Sonra aynı süreci diğeriniz üzerinde tekrarlarsınız. Böylece her ikiniz de sevgi deponuzda bir ölçüm yapma ve onu doldurmak üzere bir öneride bulunma fırsatına sahip olursunuz.  Bu oyunu üç hafta boyunca oynarsanız onu benimsersiniz ve bu evliliğinizde, sevgi ifadelerinizi teşvik eden neşeli bir yol olabilir.

Sevgi Bir Seçimdir

Geçmiş başarısızlıklardan dolayı acı, kızgınlık ve içerleme ile dolu olduğumuzda, birbirimizin sevgi dilini nasıl konuşabiliriz? Bu sorunun yanıtı insanlığımızın doğasının özünde yatar. Bizler, seçimler yapan varlıklarız. Bu demektir ki hepimizin yaptığı gibi, kötü seçimler yapma kapasitesini de sahibiz. Tenkit edici sözler söyler, acı verici şeyler yaparız. Geçmişinin kötü seçimleri, bunları gelecekte de yapmamız gerektiği anlamına gelmez. Çiftler, sevme seçimini yaptıklarında, ayrılmanın eşiğinden dönen ilişkiler görmüşüzdür.

Sevgi geçmişi silmez, fakat geleceği farklı yapabilir. Eşimizin birincil sevgi dilindeki aktif sevgi ifadelerini seçtiğimizde, geçmişte ilişkilerin ve başarısızlıkların üstesinden gelebileceğimiz bir duygusal atmosfer yaratırız.

Eşimizin gereksinimlerini karşılamak, kesinlikle bir seçimdir. Eğer eşimin sevgi dilini öğrenir ve bunu sık sık konuşursam, sevildiğini hissetmeye devam edecektir. ‘Aşık olma deneyimi’nin  tutkusundan kurtulduğunda, o günleri hiç özlemeyecek, çünkü sevgi deposu dolmayı sürdürecektir. Fakat eğer onun birincil sevgi dilini öğrenmez ve konuşmayı seçmezsek, duygusal zirvelerden inince, karşılanmayan duygusal gereksinimleri için doğal olarak, arzulayacaktır. Boş bir sevgi deposu ile yıllarca yaşadıktan sonra muhtemelen başka birine aşık olacak ve bu devir, tekrar başlayacaktır.

Sevgi başka birisi için yaptığınız bir şeydir, kendiniz için değil. Çoğumuz her gün içimizden gelmeyen pek çok şey yaparız. Bazılarımız için bu sabahları yataktan kalkmaktır. Duygularımıza karşı gelip yataktan kalkarız, neden? Çünkü o gün yapmaya değer bir şey olduğuna inanırız.  Normal olarak gün bitmeden önce de kalktığınız için kendimizi iyi hissederiz.

Eylemlerimiz, duygularımızdan önce gelir. Aynısı sevgi içinde geçerlidir. Eşimizin birincil sevgi dilini keşfederiz ve bize doğal gelsin ya da gelmesin onu konuşmayı seçeriz. Sevgi bir seçimdir. Bugün, bu süreci eşlerden herhangi birisi başlatabilir.

Farkı Yaratan Sevgidir

Sevgi, bizim tek duygusal gereksinimimiz değildir. Psikologlar, temel gereksinimlerimiz arasında güvende olma, özgüven ve önemli olma gereksinimlerini gözlemlediler. Bununla birlikte sevgi, bunların tümü ile etkileşim halindedir.

Ben önemliyim. Yaşamın bir anlamı var. Daha yüce bir amaç var. Buna inanmak istesem de, birisi bana sevgisini ifade edene değin kendimi önemli hissetmeyebilirim. Eşim bana zamanını enerjisini ve çabasını severek verdiğinde, önemli olduğuna inanırım. Sevgi olmadan bütün bir ömrü önem, özgüven ve güvence arayışında harcayabilirim. Ancak sevgiyi deneyimlediğim zaman, tüm bu gereksinimlerim olumlu yönde etkilenir. Şimdi, potansiyelimi geliştirmek için özgürüm. Öz-güvenimle daha çok güvencedeyim ve kendi gereksinimlerime yoğunlaşmak yerine artık, çabalarımı dışarıya yöneltebilirim. Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz, gerçek sevgi daima özgürleştirir.

 Sevgi her şeye yanıt değildir, fakat canımızı sıkan şeylere yanıtlar arayacağımız bir güven ortamı yaratır. Sevginin güvencesinde bir çift, kınamadan farkları tartışabilir. Çelişkiler çözümlenebilir. Farklı iki insan birlikte uyum içinde yaşamayı öğrenebilir. Birbirlerinin en iyi yanlarını nasıl ortaya çıkaracağını keşfeder. Bunlar sevginin ödülleridir. “Dünyayı döndüren” gerçekten sevgidir.

 Unutmayın ki seçim, özgür irade ve gönüllü hizmet, sevginin ana özellikleridir.

Doyum ve mutluluk, zirvede olmak ve diğerlerinin size hizmet etmesinde yatar veya doyum ve mutluluk, diğerlerine hizmet etmekte, sevginin anlamını, onlara gönüllü olarak hizmet etmekte bulmaktır.

Sevgi ve onun doğası üzerinde yoğunlaştığımız yazımızı, eski bir atasözü ile bitirelim:

 Verin, size verilecektir…

KAYNAK:

Chapman, G. (2018). Beş Sevgi Dili. Koridor Yayıncılık.

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');