Felsefede Presokratik dönem serimize küçük bir ara vererek etik nedir onu konuşalım istedik.

Etik hakkında tartışma yürütmek gökkuşağının nerede sonlandığı hakkında tartışmaya benzer, diyor Simon Blackburn Etik kitabında.

Dolayısıyla oldukça zorlu ve heyecan verici bir yolculuğa çıkacağımızı bilerek başlayalım.

Peki, nedir bu karmaşık kavram: Etik nedir ve etik kararlar nasıl alınır? 

James Rachels, etiği doğru ve yanlış arasındaki ayrımı yapma ve bu ayrıma göre davranma çabası olarak tanımlıyor.

 Simon Blackburn ise, etiğin bizi çevreleyen ve nasıl yaşayacağımızı belirleyen düşünce iklimi olduğunu söylüyor:

“Neyi kabul edilebilir ya da kabul edilemez bulacağımızı, neyi takdir edeceğimizi ya da neleri hor göreceğimizi belirler. İşlerin ne zaman yolunda olduğuna, ne zaman kötüye gittiğine dair anlayışımızı belirler. Diğerleriyle kurduğumuz ilişkilerde neyin isteğe bağlı, neyin zorunlu olduğunu belirler. Hangi nedenlerden ötürü gurur ya da utanç, öfke ya da şükran duymamız gerektiğini gösterir; nelerin bağışlanabilir, nelerin bağışlanamaz olduğunu belirleyerek duygusal tepkilerimizi şekillendirir. Kısacası, standartlarımızı -davranış ölçütlerimizi- belirler.” (Simon Blackburn, Etik)

Bu tanımlar ışığında aklımıza şu soru geliyor, kime göre doğru neye göre doğru?

Etik yolculuğumuzda karşımıza çıkan en büyük meydan okumalardan biri olan görecelik Çıkmazı’na yakından bakalım.

Nedir bu ahlaki görecelik? Ahlaki görecelik, etik değerlerin evrensel olmadığı, kişiden kişiye değiştiği görüşüdür. Yani, bir durumun “doğru” ya da “yanlış” olduğuna dair kesin bir yargıya varmak mümkün olmayabilir.

Etiğin tartışılır ve kişiden kişiye değişir olması işleri zorlaştırsa da, aklımıza bir Yidiş atasözünün bilgeliği geliyor: “Herkes aynı yöne çekseydi, dünya alabora olurdu.” 

Bu kesinlikten uzaklık, doğru bakış açısıyla dünyamızı zenginleştirebilir ve farklı bakış açılarını anlamamızı sağlayarak bizi geliştiren bir fırsat sunabilir.

Dönelim etik kararlar vermenin zorluğuna: Diyelim ki bir arkadaşınızın yaptığı bir hatayı biliyorsunuz. Onu ele vermek mi, yoksa susmak mı daha doğru? İşte bu noktada, dürüstlük ve arkadaşlık gibi farklı değerler çatışır ve görecelik devreye girer.

Peki, bu görecelik denizinde yolumuzu nasıl bulacağız? Cevap, Aktiffelsefe’nin yaklaşımında gizli olabilir.

Aktiffelsefe okulu olarak, etik bir yaşam için sağlam bir merkez belirlemenin önemine inanıyoruz. Bu merkez, temeli evrensel erdemler olan bir içsel pusuladır. Dürüstlük, adalet, cesaret, bilgelik, sevgi gibi erdemler, etik çıkmazlardan çıkmamıza ve vicdanımızın sesini diğer seslerden ayırt etmemize yardımcı olur.

Eğer içimizde sağlam bir erdem merkezi varsa, göreceliğin karmaşıklığı içinde yolumuzu daha kolay bulabilir ve daha bilinçli etik kararlar alabiliriz.

Ancak, bu erdemlere nasıl ulaşacağız? İşte bu noktada, Immanuel Kant’ın sözleri bize yol gösterebilir: “Öyle davran ki, davranışının ilkesini aynı zamanda herkes için geçerli bir yasa olmasını isteyebilesin.”

Hatta Konfüçyüs’e sorsak, o da aynı şeyi söylerdi: “Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!

Yani, bir karar alırken kendimize şunu sormalıyız: “Bu kararın herkes için geçerli bir kural olmasını ister miydim?

Bana yapılsın mı, başkasına yapar mıyım? Mesela, yalan söylemek… Eğer herkes yalan söyleseydi, dünya nasıl bir yer olurdu? İşte Kant, bu şekilde düşünerek etik kararlar almamızı öneriyor.

Etik, karmaşık ve zorlu olduğu kadar, heyecan verici ve geliştirici bir yolculuktur.

Bu yolculukta yalnız değiliz. Filozofların bilgeliği, Aktiffelsefe’nin yaklaşımı ve en önemlisi, içimizdeki erdemler ve vicdanımız bize yol gösteriyor olacak.

Aktiffelsefe olarak, etik bir yaşamın sadece bireysel bir seçim değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Gelin, hep birlikte erdemli bir yaşam sürmeye çalışalım ve çevremizdeki insanlara ilham kaynağı olalım. Çünkü etik, doğru ve yanlış arasındaki ilkeleri belirlerken, ahlaki sorumluluğumuz bu ilkeleri eylemlerimizle hayata geçirmektir.

Etik Yolculuğunuza Devam Etmek İçin:

KAYNAKÇA:

  • Blackburn, S. (2017). Etik (E. Uzun, Çev.). Dost Yayınları.
  • Rachels, J. (2014). Ahlak felsefesinin temelleri (A. Yılmaz, Çev.). Küre Yayınları.
  • Kant, I. (1785). Ahlak metafiziğinin temellendirilmesi (İ. Kuçuradi, Çev.). Türkiye Felsefe Kurumu.

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');