SESSİZLİĞİN SESİ 

Kitap Arka Kapak Tanıtım Yazısı: 

– Ey bilge olan söyle, mükemmelliği kazanmak için ne yapmalıyım?

– Patikaları ara. Fakat yolculuğa başlamadan önce ey lanu, temiz kalpli ol. İlk adımını atmadan önce gerçeği yalandan, fani olanı ebedi olandan ayırmayı öğren. Hepsinden önemlisi; ruh bilgeliğini akıl öğreniminden, kalp öğretisini göz öğretisinden ayırt etmeyi öğren.

 Aşağıda Helena Petrovna Blavatsky tarafından 19. Yüzyılda Senzar dilinden tercüme edilen antik Doğu bilgeliğinin en önemli metinlerinden biri olan Sesizliğin Sesi kitabından alıntılar bulacaksınız.

                                                 &&&&&

“Zihin, gerçeğin büyük katledicisidir. Lanu, katlediciyi katletmelidir. Uyandığında rüyasında gördüğü şekillerin gerçek dışı görünmesi gibi, kendi şekli kendisine gerçek dışı göründüğünde ve çokluğu duyamaz olduğunda, dış sesi öldüren iç sesi BİR’i fark edebilir.”

                                                  &&&&&

“Ruh görmeye muktedir olmadan önce, içsel uyum elde edilmelidir ve fiziksel gözler tüm yanılsamalara kör kılınmalıdır. Ruh duymaya muktedir olmadan önce, suret(insan), fısıltılara olduğu kadar kükremelere, altın ateşböceğinin gümüşi vızıltılarına olduğu kadar böğüren fillerin çığlıklarına da sağır olmalıdır.”

                                                  &&&&&

” Ey Lanu, bu dünya ‘Büyük Sapkınlık’ adı verilen aldanış tarafından egona karşı tuzakların kurulduğu, yol boyunca korkunç denemelerin olduğu, Keder Odası’dır.

Ey cahil lanu, bu yeryüzü hakiki ışık vadisinden önceki alacakaranlığa açılan kasvetli bir giriştir. O ışık ki rüzgâr söndüremez, o ışık ki fitilsiz ve yakıtsız yanar.”

* Büyük Sapkınlık: Ruh’un veya Ben’in evrensel Bir’den, sonsuz Ben’den ayrı olduğuna inanma sapkınlığıdır.

                                                  &&&&&

” Üç oda seni çabalarının sonucuna götürür. Birinci odanın adı cehalettir. Yani avidyadır. Bu doğduğun, içinde yaşadığın ve öleceğin odadır.* İkinci odanın adı ise öğrenmedir. Ruhun burada hayatın çiçeklerini bulacaktır ama her bir çiçeğin altında bir yılan çöreklenmiştir.** Üçüncü odanın adı bilgeliktir. Onun ötesinde her şeyi bilme pınarı Aksharanın*** bozulmaz kıyısız suları uzanır.”

* Dünyevi bilinçliliği içeren duyuların dünyası

** Astral bölge, duyu üzeri algılamaların ve aldatıcı gözlemlerin psişik dünyası, medyumların dünyası. 

*** Tinsel bilinçlilik bölgesi, buna ulaşmış olan için bunun ötesinde artık tehlike yoktur.

                                                   &&&&&

“Ey Lanu, yaratılmamış olan, senin içindedir! Tıpkı o odanın da senin içinde olduğu gibi… Şayet ona ulaşmak ve ikisini harmanlamak istersen, yanılsamanın karanlık giysisini üzerinden çıkarıp atmalısın. Bedenin sesini boğ, duyuların imgelerinin onun ışığı ve seninki arasına girmesine izin verme ki onunla harmanlanabilesin. Kendi Agnyananı* tanıdıktan sonra öğrenme odasından kaç! Bu oda, hain güzelliğiyle tehlikelidir; sadece senin denenmen için gereklidir. Ey Lanu, farkında ol, yanıltıcı bir parlaklıkla gözleri kamaşan ruhun burada oyalanmasın ve bu aldatıcı ışığa yakalanmasın.”

* Agnyana, cehalet veya bilge olmama durumu.

                                                    &&&&&

“Ebedi hayatın saf, temiz ve berrak suları muson fırtınalarının çamurlu akıntılarıyla karışamaz. 

Lotus çiçeğinin bağrında parıldayan cennetin çiy damlaları sabahın ilk güneş ışıklarıyla toprağa düştüğünde çamura dönüşürler; dikkat et, o inci artık bir çamur zerresidir.

Temiz olmayan düşüncelerinle, onlar seni alt etmeden önce mücadele et. Onlara aynı onların sana davranacakları gibi davran. Eğer onlara karşı koymazsan kök salıp büyüyecekler ve iyi bil ki bu düşünceler seni yenip öldürecekler.”

                                                     &&&&&

“Tıpkı Lotus çiçeğinin sabah güneşini içmek için kalbini açısı gibi, bırak ruhun acının her çığlığına kulak versin. Çile gözyaşlarının tek bir damlasını bile, sen onları ızdırap çekenin gözlerinden silmeden önce, yakıcı güneşin kurutmasına izin verme. Ancak her insanın yanan gözyaşı, bırak senin kalbine düşsün ve orada kalsın; acının sebebi ortadan kalkıncaya kadar onu silme.”

                                                     &&&&&

“Arzuyu öldür ama yeniden dirilmemesine özen göster. Hayat aşkını öldürür ama Tanhayı* katledersen, ebedi hayata susamışlığından değil, geçici olanı ebedi olanla değiştirmek için olsun. Hiçbir şeyi arzulama. Ne karmaya ne de doğanın değişmez yasalarına karşı gel; sadece kişisel, fani, zail ve ölümlü olana karşı mücadele et.”

* Tanha: “Yaşama işteği”, ölüm korkusu ve hayat aşkı, yeniden doğuşlara sebep olan enerji veya güç.

                                                     &&&&&

“Patikaya giden sadece tek bir yol vardır; ‘Sessizliğin Sesi’ yalnızca bu yolun sonunda duyulabilir.

 Adayın çıktığı merdiven, keder ve acı basamaklarından oluşmuştur; bunları sessizleştirmek ancak erdemin sesiyle mümkündür.

 Ey Aday, ardında bırakmadığın bir tek kötü huyun bile varsa yazıklar olsun sana. Çünkü o zaman merdiven çökecek ve seni düşürecektir. O Merdivenin ayakları senin günah ve kusurlarının derin çamuruna batmıştır ve bu geniş madde bataklığını geçmeye kalkışmadan önce, ayaklarını feragat sularında yıkamalısın…”

                                                      &&&&&

“Şehvetin memnun edilerek veya tatmin edilerek öldürülebileceğine inanma; çünkü bu Mara tarafından uyandırılan iğrenç bir inançtır. Şehvet, kötü huyu besler ve bir çiçeğin kalbinde durmadan semiren bir kurtçuk misali, onu geliştirir ve güçlendirir. Bu parazit, kalbi yiyip özsuyunu içmeden önce, gül ana gövdeden yeniden doğmalı ve tomurcuklanmalıdır. Fırtına gövdesini kurutmadan önce altın ağaç mücevher tomurcuklarını açar. Kulak birinci sesi işitmeden önce, aday kaybettiği çocukluk halini yeniden kazanmalıdır.”

                                                      &&&&&

“Ey kendini adamış olan, övgüden kaçın. Övgü seni, kendi kendini aldatışa götürür. Bedenin ben olan değildir, senin BEN’in senin içinde, bedensizdir ve ne övgüden, ne sövgüden etkilenir.

Ey Lanu, kendini beğenmişlik, kibirli bir aptalın tırmandığı yüksek bir kule gibidir. Kibir dolu bir yalnızlık içinde ve kendi kendisi dışında hiç kimse tarafından fark edilmeksizin orada oturur.”

                                                      &&&&&

“Nezaketli eylemler ek, bunun meyvelerini toplayacaksın. Merhamet göstermede eylemsizlik, ölümcül bir günahın eylemine dönüşür. Bilge kişi böyle der: Eylemden vaz mı geçeceksin? Ruhun özgürlüğünü böyle kazanmayacak. Kişi Nirvana’ya ermek için önce Ben’in bilgisine ulaşmalı. Ben’in bilgisi ise iyi işlerin üründür.”

                                                      &&&&&

” Mara’dan korktuğu için Ben’inin menfaati olmadığında insana yardım etmekten kaçan kişi mahvolmaya mahkûmdur. Kurumuş dudaklarını akan sularda serinletmek isteyen, fakat akıntı korkusundan suya girmeye cesaret edemeyen hacı, sıcaktan ölme riskini taşır. Bencilce korkuya dayalı eylemsizlik, sadece kötülük meyvesi verir.

Bencil sofu nedensiz yaşar. İnsan, yaşamında yapması gereken işi yapmazsa, hayatı boşa geçer.”

                                                      &&&&&

“Eğer güneş olamıyorsan mütevazı bir gezegen ol. Ey Acemi, eğer öğle güneşi gibi pırıl pırıl, sonsuz saflığın karla kaplı tepesi üzerinde parıldayamıyorsan, sen de kendine daha mütevazı bir yol seç.

Akşam yıldızı zayıf ve ötekilerin arasında kayboluyor olsa da karanlıkta yolunu bulmaya çalışanların yolunu nasıl aydınlatıyorsa, sen de o şekilde ‘Yol’u göster.”

                                                      &&&&&

“Eğer bilgeliğe ulaşmak istiyorsan alçak gönüllü ol.

Bilgeliğe hâkim olduğunda daha da alçak gönüllü ol.

Tüm sıkıntıları ve nehirleri içine alan okyanus gibi ol. Okyanusun güçlü sakinliği kıpırdamaz; onları hissetmez.”

                                                      &&&&&

“İnsanlardan ayrı, karanlık ormanlarda gururlu bir inziva içinde yaşamaya inanma. Büyük Dağ dizisinin (Himalayalar) karları ile susuzluğu dindirip, bitki ve köklerle beslenerek sürdürülen hayata inanma. Ey aday, bütün bunların seni nihai kurtuluş hedefine götüreceğine inanma.”

                                                       &&&&&

“Ey aday,  hiçbir başarı aramayan ve hiçbir başarısızlıktan korkmayan biri gibi sabırlı ol. Ruhunun bakışını, senin ışını olduğun yıldız üzerinde sabitleştir.* 

O yıldız bilinmeyenin sınırsız tarlalarında, ebedi varlığın ışıksız derinliklerinde, parlayan ateştir.”

* Ezoterik öğretilere göre, her tinsel EGO “Gezegensel Tin”in bir ışınıdır. 

                                                       &&&&&

“Hiç bitmeyecek bir acıya dayanır gibi sebatkâr ol. Gölgelerin yaşar ve yok olur* ama senin içinde sonsuza kadar yaşayan, senin içinde sonsuza dek bilen,- çünkü o bilgidir-** gelip geçici değil. O hep yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan ve zamandan hiçbir zaman darbe yemeyecek olandır.”

* ‘Gölgeler’ diye adlandırılan ‘Kişilikler’ veya ‘Fiziksel Bedenler’ yavaş yavaş kaybolanlardır. 

** Zihin (Manas), insandaki düşünen ilke veya EGO, ‘Bilgi’nin kendisi olarak geçer; çünkü insan Egoları Manasaputra’lar,(evrensel) Zihin’in oğulları olarak adlandırılır.

                                                       &&&&&

gtag('config', 'AW-802439404');