Hint dansları kuşkusuz Hindistan denince aklımıza ilk gelenlerden birisidir.
Bu yazımızda Hint danslarından biri olan Bharat Natyam’ın ne olduğundan, tarih boyunca hangi süreçlerden geçtiğinden, dansın bölümlerinden ve sembolojisinden bahsedeceğiz. Keyifli okumalar dileriz.
Renkli kıyafetleri, büyüleyici müzikleri ve mistik havasıyla bu kültürü ilgi çekici hale getiren unsurların başında gelir dansları.
Hindistan’da altı farklı geleneksel dans stilinden biri olan Bharat Natyam (Bharata’nın Dansı). Sedir Dansı olarak da bilinir. Yaklaşık 2000 yıldan bu yana, hala sergilenmektedir.
Eskiden belli bir azınlığa hitap eden dans; tapınaklarda tanrılar için, ibadetin bir gereği olarak dans eden rahibelerin dansları olarak kullanılmıştır. İbadetin vazgeçilmez bir parçasıymış aslında bu danslar. Toplumsal çöküşler sonucunda giderek zenginlerin yanında çalışan hizmetçilere dönüşmüş rahibelerin, bir zaman sonra “dansçı kız” olarak adlandırılmasıyla özünden uzaklaşmıştır.
Böylece bu dans tanrısallık ve kutsallıkla olan ilişkisini kaybetmiştir. Ta ki 1932 yılında Madras Müzik Akademisi Bharat Natyam’ın da içinde olduğu geleneksel Hint müzik ve danslarının yeniden tapınaklardaki ibadet törenlerinde yer alması gerektiğini belirtene kadar.
Bu tarihten sonra ise Hindistan’da Bharat Natyam dansı, yeniden eski günlerine dönüş yapabilmiştir. Hindistan’ın çeşitli bölgelerinde bugün bu dansı hakkıyla, gereklerine göre öğreten okullar mevcuttur (her ne kadar bütün okullar için geçerli olmasa da).
Bu dans, hala Güney Hindistan’daki mabetlerde dansçılar sayesinde nesilden nesile aktarılmaktadır.
Bharat Natyam’ın günümüzde sergilenen çağdaş yorumu, Tancavur’a hükmeden Mahratta sülalesinin en ihtişamlı günlerinde, Serfuci saraylarındaki sedirlerde yer alan danstan farklı değildir. Bu dansa o zamanlar Sedir Dansı denmesinin nedeni de budur.
Çoğu zaman neşeli bir müzik eşliğinde gerçekleşir bu görsel ziyafet. Sanatçının kıvrak ve zarif el ve ayak hareketleri, yüz ifadeleri, mimik ve duruşları ile izleyenleri kendine hayran bırakır.
Dans eden kişi, atmosferi oluşturmak ve iletişim sağlamak amacıyla vücudunu bir enstrüman olarak kullanır. Her bir hareketin yüz ve mimikle ayrı bir anlamı vardır. Canlandırılan karakterin iç dünyasını yansıtır.
Her bir hareketin karşılık geldiği bir durum vardır. Simgesel anlatım oldukça önemlidir. Spiritüel fikirler farklı hareketler ile verilmeye çalışılır.
Yaklaşık iki saat süren dans genellikle hiç ara vermeksizin tek bir dansçı tarafından sergilenir. Orkestrada yer alan müzisyenler sahnenin arka tarafında dururlar.
Dansın Bölümleri
Dansın icrası ise şu şekilde sıralanarak anlatılabilir:
1) Alarippu: Kelime anlamıyla çiçek açma anlamında olan bu evre, dansçının seyircileri dansa hazırladığı bölümdür.
2) Jatisvaram: Ritme, melodinin eklendiği bölümdür.
3) Şabdam: Dansçının, şarkının içeriğine cevap verdiği kısımdır.
4) Varnam: Ritm, melodi, ruh ve devinme açısından zenginleşme anıdır.
5) Padam: Liriklerin duygusal açıdan yüklü bir biçimde, şiirsel anlamlandırılması bölümüdür.
6) Tillana: Neşeli, ritmik hareketler ve duruşların sergilendiği kısımdır.
(Son bölümler Karnatik müziğin repertuarı ile benzerlik taşımaktadır.)
Asanalar
Bharat Natyam, modern yogada bulunan en az yirmi adet asana (duruş) içerir. Asanalar hakkında daha detaylı bilgi için Yoga ve Zihinsel Disiplin yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Dhanurasana, Chakrasana, Vrikshasana ve Natarajasana bunların en bilinenleridir.
Ayrıca ellerin kullanılışı (tek el ve çift el olarak farklılaşır) ile farklı kelimeler yan yana getirilip bir çeşit işaret dili bile yaratıldığını söylemek mümkün olabilir.
Bu şekilde dans eden kişi cümle bile kurabilir.
Ayrıca dansçının canlandırdığı karakter o kadar inandırıcı ve etkileyicidir ki izleyen kişi de bu sanatın etkisinden kurtulamaz. Böylece izleyici ve sanatçı arasında yoğun bir etkileşim doğar.
Dansçıyı gerçek bir sanatçı yapan izleyicilerini büyülemesi ve onları farklı bir dünyaya çekmesidir.
Hint Öğretisinin En Güzel Yansıması: Hint Dansları
Tanrı Şiva için 12. yy.’da inşa edilen tapınaklardan biri Chidambaram Tapınağıdır. Bu tapınakta Bharat Natyam’a ait olduğu düşünülen yüz sekiz adet figür bulunmaktadır.
Yine birçok Şiva tapınağında, Tanrı Şiva’nın bu figürleri sergilediği görülür.
Hindular, danslarında Şiva’nın dans hareketlerine çokça yer verirler. Çünkü dans, evrenin varlığı ve gerçekliği üzerine gelişen kadim Hint öğretisini, en iyi yansıtan yollardan birisidir.
Hint bilgeliği hakkında daha detaylı bilgi için Hint Bilgeliği : Upanişadlar yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu öğretinin ilk öğesi, dünyadaki her şeyin, tek bir Yaratıcının yansıması olmasıdır.
İkinci öğe, insanla ilgili iyi, kötü, zevk, acı, yaşam, ölüm, kadınlık ve erkeklik gibi zıtlıkların, kendi başına farklı gerçeklikler yerine, aslında tek bir gerçekliğin birbirini tamamlayan parçaları olduğu düşüncesidir.
Zaman ve mekan gibi ussal kavramların mutlak şeyler olmayıp, bunların diğer benzer kavramlar gibi göreli ve sınırlı olduğu anlayışıdır. Evrene ve yaradılışa anlam vermek için dansın kullanılması, bu dansı daha da büyülü hale getirmektedir.
Yazar Mulk Raj’ın makalesinden buraya bir alıntı yapmak gerekirse, şu satırlara yer verilebilir:
“Dansçının elinde çiçekler açılır, parmaklarının ucundan kuşlar uçar. Gövdesi gurur ve adanmışlıkla salınır, yüzünün her adalesi başkalaşmış, gözler uysal ve isyankar, kaşlar dehşet veya şüpheyi çağrıştırmakta, aynı nefesi alıp verirken bile yüzde çelişik ifadeler yer almakta. Bir müzik parçası veya şiirin en ayrıntılı inceliklerini vücut yoluyla yansıtmak, başka bir sanatta rastlanabilecek bir şey değildir.”
Mulk Raj
Bharat Natyam 1950’lerden sonra tekrar bir bozulmaya uğramış, farklı yorumlarla karşımıza çıkmıştır.
İnsanlara yeni şeyler verme ihtiyacı, sürekli yeni dansçıların ortaya çıkması ve dans gurularının da buna karşı çıkmaması geleneğin önemini azaltmıştır.
Geleneksel olan dansın, estetik ve ruhsal öğelerinin “sıkıcı” diye değiştirilmesi, estetik hoşluğun bozulması anlamına gelmiştir.
Ama ne yazık ki günümüzde birçok içi boşaltılan şey gibi bu dansın da kaderi farklı olmamıştır.
Bugün dünyada milyonlarca insan Hint coğrafyasının bu mistik ve egzotik ikliminden etkilenmekte; yoga, meditasyon gibi deneyimleri ve çeşitli inanç sistemlerini oryantalist bir bakış açısıyla ele almaktadır.
Birçok öğretiyi kişisel gelişim kitaplarının içine serpmekte, bunların içini boşaltmakta ve popüler kültürün bir ürünü haline getirmektedir.
Öyle ki insanlar, artık, yoga yaparken fotoğraf çekilmekten kendisini alıkoyamaz haldedir.
Buddha figürü ise tişört, bardak ve tabak baskısı veya dekorasyon eşyası olarak oldukça ilgi çekmektedir.
Günümüz dünyasında elbetteki bunların küreselleşmenin kaçınılmaz sonuçları olduğunun farkındayım.
Ancak bazı şeylerin özünü hatırlamamız, sömürmememiz ve anlamını yitirmesine izin vermememiz gerektiğine inanıyorum.
Bharat Natyam da insanoğlunun tüm kadim değerleri gibi, saldırılara karşı koyarken, bir yandan var olmaya bir yandan da özünü koruyarak devamlılığını sağlamaya çalışmaktadır.
Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Aktiffelsefe Adana Araştırma Grubu
Kaynakça:
Hindistan’a Bakış Dergisi Şubat 2004
Hindistan’a Bakış Dergisi Şubat 2000
Hindistan’a Bakış Dergisi Ocak- Mart 2007
Bharata Natyam Britannica https://www.britannica.com/art/bharata-natyam
Bharata Natyam Wikipedia https://en.wikipedia.org/wiki/Bharatanatyam
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:
Sanskrit Dilinin Eski Dünya Toplumlarına Etkisi