Bir Siyaset Felsefecisi Olarak Bacon

Bacon’ı bir bilim felsefecisi olduğu gibi bir siyaset felsefecisi olarak da okumak mümkündür.

Bacon’ın siyasi düşüncelerine geçmeden önce siyasi yaşamına bir göz atalım.

Bacon, felsefeye olan aşkının iyice filizlenmeye başladığı bir dönemde (1579) babasının beklenmedik vefat haberini aldı. Hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra avukatlık yapmaya başladı. Babasının ölümüyle kaybettiği lüks yaşama özlem çekiyordu. Bu yüzden bir taraftan da siyasi bir kariyer için çalıştı. 1584’te parlamentoya seçildi.

Essex kontuyla olan yakın bir arkadaşlığı, Essex kontunun Kraliçe 1. Elizabeth’i devirmek üzere kurduğu planlar nedeniyle bozuldu. Kraliçeye olan bağlılığının belirten Bacon, uzun süre arkadaşını fikirlerinden döndürmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Essex kontu  kraliçeye başarısız bir suikast girişiminden sonra tutuklandı. Bacon’ın da çabalarıyla salıverilen kont, daha sonra bu girişimi tekrarladı. Bu sefer suçlu bulundu ve idam edildi. Bu sırada Bacon’ın yıldızı parlamaktaydı Kraliçeye olan bağlılığı ona kariyer açısından büyük fırsatlar vermişti.

1603’te Kraliçenin veliahtı olarak I. James tahta geçince hızlı bir şekilde önemli mevkilere geldi. Önce “Sir” unvanı aldı, sonra 1606’da başsavcı, 1618’de ise İngiltere başyargıcı oldu. Kariyerinin zirvesindeyken, çöküşü kapıyı çaldı. 1621’de rüşvet suçuyla tutuklanıp yargılandı. Suçlu bulundu ve hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanede fazla kalmadı ve salıverildi, fakat bundan sonra ne parlamentoda ne de herhangi bir politik konumda bulunma imkânı vardı. Siyasetten kopan Bacon hayatının geri kalan yıllarını felsefi düşüncelerine adadı.

Bacon’ın Siyaset Felsefesi

 İnsanın sahip olduğu yeti olarak akıl ve aklın ışığında ortaya koyulacak bilim neticesinde ulaşılacak bilgi, insanı bulunduğu girdaptan çıkarmaya yetecek imkanı vermektedir.

Bu arada Bacon’ın ölümü de bilim uğruna olduğunu hatırlayarak okumaya devam etmek onu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Soğuğun çürümeyi önleyip önlemediğini görmek için bir tavuk ölüsünü karla doldurarak yaptığı deney sırasında soğuk algınlığına yakalandı. 1626’da zatürre nedeniyle öldü.

Yapılması gereken genelin davranış biçimlerini belirlemek, genelin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak çalışmalar yapmak ve mantık çerçevesinde oluşturulacak idari ve toplumsal yaşam alanlarını belirlemektir.

İnsanlık, türünün gereği olarak birlikte yaşamayı sağlayacak gereksinimlerle doludur. Özel alanında bir birey, kendi iç dünyası ve etrafıyla kurduğu ilişkide geleneksel ya da inanca dayalı bir yaşam sürmekte özgür olabilir. Toplumsal düzlemde her birey basit ortak paydalarda buluşarak aynı yönetimsel ve sosyal yasalara tabidir.

Yapılması gereken şey, söz konusu toplumun kendi ihtiyaçlarının tarafsız olarak belirlenmesidir. Aynı zamanda topluma ait bütün bireylerin bilimsel bir yöntemle birlikte yaşamasının sağlanmasıdır.

İnsanları bir arada tutmak ve onları yönetmek, bir zümrenin kendi öğretileri çerçevesinde, dayatma ya da korkutmayla yapılacak bir iş değildir.

Tarihin bize gösterdiği gibi korkutma yolu izlenirse; mutlaka bir sıkıntı doğacak, bir bireyin dahi düzen dışı kalmasıyla sistem çökecektir.

Bu yüzden sistemi yürütürken ölçüt olarak alınacak kriterlerin mutlaka toplumsal hatta evrensel bir niteliği olmalıdır. Hiçbir insanın tabiatına ters düşmeyecek bir ölçüt belirlenmelidir. Bu ölçüt de hiç kuşkusuz, her insanda aynı biçimde ortak olana akıl olmalıdır.

Bacon’ın sistemi bilim ve siyaseti sentezleme yoluyla çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.

Yeni Atlantis adlı masalsı ütopik ülkesinde bilimsel metotların her birinin insanın toplumsal yaşamında pratiğe dökülebileceğini ve akabinde toplumun daha refah yaşayacağını göstermiştir.

Erdemli yaşamak ve ötekini kendinden ayrı düşünmemek; bireysellikteki farklılıklar bir yana, birliktelikteki aynılığın zorunlu eyleme dökülme şartı, insanı bilimsel paydada buluşturma noktasına kendiliğinden götürmektedir.

Aklın yolunun ve metodunun bir olduğunu vurgulayan Bacon, kendi zamanını da aşan bir felsefi sistemle bizlere ışık tutmaktadır.

Devlet sistemini kurguladığı Yani Atlantis’te amacı, temelinde bilimin olduğu, Süleyman Evi olarak nitelediği kurumun öncülüğünde bilimsel bir devlet kurmaktır. Bu kurum 17. yüzyıl içerisinde İngiltere’de Royal Society’nin oluşmasına da büyük katkı sağlamıştır.

Yeni Atlantis’deki Solomonun Evi, Londranın Parlemontosudur. Ancak devlette öngörülen şey politikacılar yerine bilim adamlarının yer aldığı bir hükümet biçimidir.

Bacon’ın ütopyası, Avrupa’nın sosyal ve hukuksal gelişimine yön vermiş More ve Campanella’nın ütopyalarının aksine bilim-kurgu ütopyalarına daha çok benzemektedir.

Bacon’da devlet, onun bilgi anlayışı ile ilişki içerisindedir. Bacon’da bilgi güçtür. Bilmek egemen olmak demektir. Tüm bilgiler insanın egemenliğinde olmalıdır. Yani bütün bilgiler insanın yeryüzündeki egemenliğine hizmet etmelidir.

Bilgi zenginlik getirdiği gibi, zenginlik de tekrar bilginin daha gelişip serpilmesine yol açabilecektir.

Bacon, bilimlerin temeline irdeleyici tümevarım yöntemini koymuştur.

Tümevarımla biz, dünyadaki şeylerin en genel bilgisine ulaşabiliriz. Zamanına kadar kullanılan tümdengelim metodu bize varlıkların bilgisini vermemiştir.  Bacon bu durumu şöyle dile getirir:

“Sahip olduğumuz bilimler özellikle eski Yunan düşüncesinden devşirilmiştir. Çünkü Latince ve Arapça yazan yazarların ve daha modern müelliflerin bilime katkıları az sayıdadır ve kısmi bir öneme sahiptir. Bundan dolayı bilimler eski Yunan bilgeliği temeli üzerine kurulmuşlardır. Ama eski Yunan bilgeliği, sadece öğretici ve tartışmacıdır.”

 Bacon bu nedenle felsefeyi doğa felsefesi, matematik ve insan felsefesi olarak, insan felsefesini de Antropoloji ve politik felsefe olarak sınıflamıştır. Ütopya, politik felsefenin ve bilimsel metodun temeli olan tümevarımın kullanıldığı, bilginin egemen olduğu devlet hayalidir.

Bilmek egemen olmaktır ifadesiyle felsefesini temellendiren Bacon’a göre, egemenliğin kullanılacağı devletin bilgiyle temellendirilmesi gerekir. O’nun devleti bilgiye dayalı, ütopik bir devlettir.

Bacon’un devletinde bilimin amacı doğayı insanın egemenliğine sunmaktır. Tabiatı çok titiz bir süreç içinde araştırmak gerekmektedir. Bacon bu durumu “tabiatın çok gizli ve el değmemiş kısımlarına nüfuz etmek için, çok kesin ve dikkatli bir yöntem ile kavramları ve önermeleri ‘ şeylerden’ çıkarmak gerekir” ifadesi ile devlette doğanın ayrıntılı bir incelenmesini önerir.

Bacon, Yeni Atlantis’te Süleyman Evi olarak adlandırdığı akademide doğayı incelemek, araştırmak,  bilgileri değerlendirmek, değerlendirilen bilgilerden yeni hipotezler üretmek, üretilen hipotezleri yeni araştırmalarda ve doğanın bilinmeyen diğer alanlarında kullanmak için çeşitli bilim dalları öngörmüştür.

Bu durumu o, “Biz yalnızca Tanrı’nın ilk yarattığı şey olan ışık için, yani daha doğrusu, dünyanın her yerinde ortaya çıkan gelişmelerin ışığını elde etmek için biz bu işi yapıyoruz” sözü ile dile getirmiştir.

Acaba Bacon’ın devletinde yöneticiler kim olmalıdır? Yönetim şekli ne olmalıdır?

Benselam adası Kral Süleyman tarafından kurulmuştur. Kral ada devletinin yasalarının ilk düzenleyicisidir. İsmini de eski İbrani kralının adından almıştır. Bacon kralın amacını insanlık ile siyaseti birleştirme olarak açıklamaktadır. O devletinde içerden dışa ve dışardan içeriye göçü yasaklayan birtakım yasalar koymuştur. En önemli eseri “Süleyman Evi” veya “Altı Gün Çalışmaları”nda Tanrı’nın eserleri üzerinde çalışan kurumsal yapıyı oluşturmuştur. Devlet kuruluş aşamasında krallık iken, daha sonraları Süleyman Evin’deki bilim adamlarınca yönetilen monarşik bir devlet haline gelmektedir. Devleti yönetirken uygulanacak kurallar, bilimsel veriler dikkate alınarak Süleyman Evi tarafından kullanılmaktadır.

Bacon döneminde zengin tüccar sınıfı devlette ayrıcalıklı bir konuma gelmiştir. Zenginlik ile ülkeyi yönetme hakkının aynı şey olduğu düşünülmüştür. Yeni tüccar sınıfı kendilerini parlamentonun bile üstünde görmeye başlamışlardır.

Yeni ütopyanın toplumsal düzenle bir sorunu yoktur. Devlette sosyal sınıflara da, özel mülkiyete de yer vardır.

Daha önceki ütopyalarda, Tanrı’nın, kralın, din ulularının ya da benzeri bir yöneticiler topluluğunun yetkisi her şeyin üstünde yer alırken, Yeni Atlantis’de bilim ile tekniğin yetkisi ön plana geçer.

Bacon’ın Yeni Atlantis’i kurgularken farkına vardığı, desteklediği ve yücelttiği şey, kolektif organizasyon ve yönetimsel sınıflamayla ilgili özelliklerdir. Bacon’ın Yeni Atlantis isimli eserinde insanlar ve onların sosyal hayatları, yaşantıları, özgürlükleri vb (evlilik hariç) konularda sistematik bir bilgiye rastlanmamaktadır. Eserde anlatılan evlilik konusu da adaya gelen, yabancı kişilere anlatılan boş zamanı değerlendirme amaçlı konuşma şeklinde görülmektedir.

More ve Campanella’da olduğu gibi kent yaşamı, ticaret, savaş, tapınaklar, yiyecek ve içecekler, çocukların yetiştirilmesi ve devlette bireylerin konumları asla sunulmamıştır. Sebebi ise Bacon’ın ilk olarak devleti temellendirmek, sonra sosyal yaşamı sistemleştirmek istemesindendir. Ancak rüşvet suçlaması nedeniyle görevden uzaklaştırılması amacına ulaşmasına engel olmuştur.

Sonuç olarak Bacon’ın devleti bilim ve doğa araştırmasına dayanmakta olup, bilimsel bir devleti öngörmektedir. Bacon’dan önceki hümanistler, düşünce özgürlüğü içinde aklın insanı en büyük mutluluğa ulaştıracağına inanır. Bacon ve çağdaşları ise, aklın gücünü küçümsememekle birlikte, deneye büyük önem verirler. O, düşünce yetisi ile birlikte deneyi, insanın doğal çevresi üzerinde üstünlük kurabilmesinin nedenleri olarak görür.

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');