George Orwell’in ‘Hayvan Çiftliği’ adlı eseri üzerine birçok yazı yazılmıştır bugüne kadar. Bunun sebebi herkesin kendisinden bir parça bulmasıdır belki de… Gerçekten her toplumun cesur, korkak, sorgulayan, her durumda itaat eden, güçlü, güçsüz fertleri vardır; tıpkı hayvan çiftliğinde olduğu gibi.

Hayvan çiftliği bir rüyadan sonra yapılan devrimle kurulur. İnsanların eziyetine dayanamayan hayvanlar, yaptıkları bir başkaldırı ile çiftlikten insanları kovarlar ve adı ‘Beylik Çiftlik’ olan çiftlik artık ‘Hayvan Çiftliği’ olur. Daha güzel, daha özgür bir yaşama kavuşacaklarına inanan hayvanlar, yeni kuralları olan mutlu bir yaşama başlarlar. Başta her şey güllük gülistanlıktır. Her hayvan kendi gücü oranında çalışır, ihtiyacı olan kadar yer, hiçbir hayvan diğerine zarar vermez. Ancak bir süre sonra hain olduğu iddia edilen hayvanlar idam edilir, bazı hayvanlar tıpkı insanlar gibi yaşamaya başlar, kurallar küçük kelime oyunları ile başı çekenlerin istediği şekle dönüştürülür. Bütün hayvanlar eşit olduklarını, özgürce yaşayacaklarını düşünürken bir anda işler tek bir hayvan grubunun hatta tek bir hayvanın iradesine göre ilerlemeye başlar.

Eşitliğin hakim olduğu çiftlikte diktatörlükvari bir yönetim biçimi oluşmuştur artık. Ve tüm hayvanlar itaat etmek zorundadırlar. İtaat etmezlerse başlarına gelecek olanı bilirler çünkü… Mutluluk ve özgürlük için devrim yapan hayvanlar, mutsuz ve umutsuzlardır şimdi.

George Orwell alegorik bir biçimle yazdığı eserinde otoriteyi, totalitarizmi eleştirmiştir. Bir kişinin, bir zümrenin elinde olan yönetim biçimini taşlamıştır. Halbuki birçoğumuzun çok sevdiği, görüşlerini hayatına uygulamaya çalıştığı filozof Platon, bir kişinin yönetimde olduğu monarşiyi ya da bir zümrenin yönetimi ele aldığı aristokrasiyi en iyi yönetim biçimlerinden saymıştır. Ve şu anda bizim için en iyisi dediğimiz demokrasiyi en kötü yönetim biçimlerinden kabul etmiştir. 

Birinin yerden yere vurduğu yönetim biçimini bir diğeri hele de bir filozof nasıl göklere çıkarmıştır peki?

Önemli olan yönetimdeki insanların özellikleridir çünkü. Evet Orwell de Platon da tek kişinin yöneticiliğinden bahseder. Fakat Orwell bir zorbayı bir diktatörü eleştirirken, Platon erdemleriyle üstünleşmiş bir yöneticiyi över. 

Platon’a göre en ideal yönetim biçimidir monarşi. Devleti yöneten ise filozof olmalıdır tabi. Eğer yönetici bilgelik ve erdem sahibi filozof değil de şan ve şeref düşkünü biriyse timokrasi doğar. Timokrasi ise kötü yönetim biçimlerinden biridir. 

Şan, şeref tutkusunun zenginlik tutkusuna dönüşmesi sonucu gelir üstünlüğüne dayanan oligarşi ortaya çıkar. Oligarşide toplum zenginler ve yoksullar diye iki kutba bölünür. Yoksul ve mutsuz insanların sayılarının artmasıyla iç savaş kaçınılmaz hâle gelir ve sayıca çok olan yoksullar bu savaşı kazanınca çoğunluğun yönetimi olan demokrasi ortaya çıkar. 

Demokraside her yurttaş devlet yönetimine girebilir. Böyle bir devlette herkes özgürdür, herkes dilediğini yapar. Görünüşte düzenlerin en iyisidir, ama belirli bir düzeni yoktur çünkü yığının, çoğunluğun serbestliği vardır orada. Demokrasiyi tiranlığa dönüştüren de bu özgürlük ve eşitlik tutkusudur. Halkı yönetenler halkın taleplerini karşılayamaz duruma gelince, halk onları suçlar ve toplumda kargaşa çıkınca demokrasiden de tiranlık doğar. Demokrasinin aşırı özgürlük talebi böylece köleliği doğurur. Bu yüzden Platon aşırı özgürlük kölelik anlamına gelir der. Platon demokrasiyi de bozuk yönetim biçimleri içinde görür, çünkü demokraside başta bulunanlar bilgisiz çoğunluktur. Böyle bir yönetimde de toplumun bütünü mutlu olamaz ve adil bir toplum düzeni söz konusu olamaz. Devletin amacı eğer insanı mutlu -bu da ancak erdemle mümkün olduğundan- erdemli kılmaksa demokrasi bunu başaramaz. Çünkü baştakiler halkın desteğini alabilmek uğruna adil ve doğru şeyler yapmak yerine kendi çıkarlarına uygun olanı yaparlar.

İşte, her şeyi değiştiren baştaki yöneticilerdir. Yönetici kendi çıkarlarını düşünür, halkını önemsemezse George Orwell’in yerde yere vurduğu yönetim biçimi çıkar ortaya. Adil, doğru, dürüst ve her türlü erdem sahibi olan bir kişi olursa Platon’un ideal devletine ulaşılabilir artık. 

En iyiye ulaşabilmek dileğiyle…

KAYNAKÇA:

Orwell G. (2021) Hayvan Çiftliği. (Çev. Celal Üster). İstanbul:Can Yayınları

Felsefe.gen.tr

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');