İslam düşünce tarihinde yaşadıkları dönemi ve kendinden sonraki dönemleri, fikirleriyle etkileyen birçok düşünür bulunmaktadır. Bu düşünürlerden biri de İbn Miskeveyhtir. İbn Miskeveyh, kimya, tıp, edebiyat alanları ile ilgilenmiş ancak daha çok ahlak  filozofu olarak tanınmıştır. Kendi döneminde ahlak kavramının, zayıf kaldığını fark etmiş ve  ahlak alanına özel bir önem vererek  bu alanda eserler yazmıştır.  

O, İhvanı Safa akımından sonra İslam dünyasında ahlak felsefesini sistematik hale  getirmeye çalışan ilk filozoftur.

Hayatı 

İbn Miskeveyh’in tam adı Ebu Ali Ahmed b. Muhammed b. Yakubdur (ö.421/1030)  İran’ın Rey şehrinde dünyaya gelmiştir ancak doğum tarihi kesin olarak  bilinmemektedir. İsfahan’da vefat etmiştir.

Miskeveyh uzun bir süre Kimya İlmi ile de uğraşmıştır. Muhammed İkbal; İbn  Miskeveyh’i, İran’ın en seçkin teist düşünürü, ahlakçısı ve tarihçisi kabul etmiştir. O, genç  sayılabilecek bir yaştan itibaren Büveyhoğulları saray kütüphanecisi olduğu için kendini  geliştirme imkanı bulmuştur. Uzun yıllar sarayda hazinedarlık, muallimlik, doktorluk ve  özel kütüphane memurluğu gibi hizmetlerde bulunmuştur. 

Eserleri 

İbn Miskeveyh, eserlerini Farsça ve Arapça yazmıştır. Felsefe tarihçilerine göre  geride 20 cilt kitap bırakmıştır. Filozofun, felsefe, tıp, edebiyat, tarih, ahlak ve metafizik gibi alanlarda yazmış olduğu eserlerinin her biri kendi alanında özgün olan  eserlerdir. Kılgısal Felsefede (Eylem felsefesi) yüksek bir konum kazanmıştır. 

İbn Miskeveyh eserlerinde metod olarak Farabi’yi izlerken; Eflatun , Aristo ve Galen’in düşünceleriyle İslami düşünceyi uzlaştırmaya çalışmıştır.  Eserlerinin çoğu ise ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır.  

Ahlak ve felsefede : Tehzibu’l-Ahlak ve Tathiru’l-Arak, Tertibu’s-Saadet, el Fevzu’lAsğar ve’l-Hikmeti’l-Halide gibi kitaptaplar yazmıştır. Miskeveyh’ten geriye  ahlaki bir vasiyetname de kalmıştır. Ahlak ve ahlak felsefesiyle ilgili görüş ve teorilerinin  bir özeti şeklindedir. 

Miskeveyh’in ahlak ve felsefe konulu bir veya birkaç sayfalık risaleleri vardır.  Bunlardan bazıları ”İlle’z-zat ve İlle’I-em risalesi”, ”Risalet-u fi’Tabia”, ”Risalet-u fi  Cevheru’n-Nefs”, “el-Aklu ve’l-Makııl”, “enNefsu ve’l-Aklu ve Hakikatu’l-Adl” risaleleridir. 

Filozof, tıp ve kimya alanlarında da eserler bırakmıştır. El-Cami , el-Eşrebe,  Terkibu’l Bacati, Mine’l-Edviyeti’l-Müfrede tıp ve kimya ile ilgili bilim dallarında yazdığı diğer  kitaplarından bazılarıdır. 

Miskeveyh ilim alanında Tecarubi’l-Umem kitabını yazmıştır. Ahlaki hedefle yazdığı bu kitap, çeşitli olayları anlatarak halkı ibret almaya ve tecrübe edinmeye davet eden bir eserdir.

Edebiyat, şiir ve kıssa alanındaki Enfsu’l-Ferid adlı eseri, kısa ve ilginç hikayeleri bir araya toplayan  bir kitaptır.  

Tehzîbu’l-Ahlak (Ahlak Eğitimi) 

Tehzibu’l-Ahlak onun en önemli ve en kapsamlı kitabıdır. Ahlak kurallarını ve temellerini içeren bu kitap yeni bir düzende yazılmıştır. Bazılarına göre ahlak ilmini düzenli,  sistemli ve delilli biçimde sunan ilk kitaptır. 

İslam filozofları arasında ilk defa sistem kurma bakımından ahlaka özel bir önem veren ihvân-ı safa ekolü olmuştur. Bu akımla birlikte İslâm düşüncesinde ahlakçı filozoflar ortaya çıkmıştır. İhvan-ı safa ekolünden sonra etik alanında özgün eserler  yazan ikinci ansiklopedist İbn Miskeveyh’tir. 

Bu eserin içeriğinde “telfik (karşılaştırma) metodu” kullanmıştır İbn Miskeveyh.  Başta Aristo olmak üzere diğer Yunan filozoflarının ahlaka dair olan görüşleriyle İslâm  ahlâkını sentezleyerek ahlaka yeni bir yorum getirmiştir. O, Yunan geleneğini temsil eden rasyonel ahlak anlayışıyla kendi döneminde geçerli olan münzevi bir hayat  yaşamayı öne çıkaran çileye ve toplumdan tecrit olmaya dayalı tasavvufi ahlak  anlayışına karşı çıkmıştır. Ona göre, topluma karışmayı terk eden kimseler, fazileti elde  edemezler. Böylesi bir bakış açısıyla o, tasavvufi ahlaka da yeni bir açılım  kazandırmıştır.

İbn Miskeveyh’in bu kitabı; ahlak eğitimi, insan nefsinin tanımı ve güçleri, ahlak  ve huy, insan fiilleri, sevginin türleri, nefsin hastalıkları ve nefsin hastalıklarının tedavisi  olmak üzere yedi bölümden oluşmaktadır.

Bizler kitabın beşinci bölümünü inceleyerek sizlere aktarmaya çalıştık:

Beşinci Bölüm-Sevginin Türleri 

Miskeveyh insanların her türlü yakınlaşmasını sevgiye dayandırmıştır. Çünkü ona göre insan  eksiktir ve bu eksikliklerini gidermek için birbirine muhtaçtır. Buna bağlı olarak oluşumuna ve  devamlılığına göre sevgiyi tanımlamıştır. Sevginin insan hayatı için önemini anlatan İbn  Miskeveyh, çıkara, hazza, iyiye  ve bu üç kavrama aynı anda dayanan dört çeşit sevgiden bahsetmiştir. 

1-Hemen oluşan ve hemen kaybolan sevgi, (zevk) 

2- Çabuk oluşan ve yavaş yavaş kaybolan sevgi, (iyilik) 

3- Yavaş yavaş oluşan ve çabucak kaybolan sevgi, (menfaat) 

4- Yavaşça oluşan ve yavaşça kaybolan sevgi (zevk-menfaat-iyilik) (Tehzibul Ahlak, s,  163) 

İnsanların eylemlerinin amacının üç olduğunu ve dördüncüsünün de bu üç amacın  birleşmesinden ortaya çıkan şey olduğunu belirtmiştir. Bunlar zevk, iyilik, menfaatler ve bunların  birleşmesi ile oluşan şeydir.  

Filozofa göre insanlar bu amaçlara ulaşmak istiyorsa o halde sevginin sebepleri ve sayıları da  bunlardır. Bunlara ulaşmak için yardımlaşan kimsenin başarıyı elde edeceğini belirtmiştir. Ona göre; sebebi zevk olan sevgi çabucak oluşur ve çabucak kaybolur. Çünkü zevk çabucak değişen  bir şeydir. Sebebi iyilik olan sevgi ise çabuk oluşur ama yavaş kaybolur. Menfaatlere dayanan  sevgi ise yavaşça oluşur ve çabuk çözülür. Zevk ve menfaatin birleşmesinden oluşan sevgi de  iyilik varsa yavaş oluşur ve yavaş kaybolur. 

Bunların en yücesi üçünün birleşmesinden ortaya çıkan yani özünde iyilik olan sevgidir.  Özünde iyilik olan sevgi yavaş oluşur ve yavaş çözülür yani yavaş kaybolur.  İnsanların mutluluğunun sosyal hayat içerisinde olduğunu vurgulayan Miskeveyh üç  varlığa duyulan sevgiyi bütün  sevgilerden üstün tutmuştur:

Üstün sevgilerden birisi olan Tanrıya duyulan sevginin en yüce sevgi olduğunu  söylemiştir Miskeveyh. Ona göre Tanrı sevgisine ulaşanlar azdır. İkinci önemli sevgi ise öğretmene duyulan  sevgidir. Öğretmenin manevi bir ebeveyn ve eğitici olmasından dolayı mutluluğa ulaşmada onu bir  rehber olarak görmüştür. Üstün gördüğü üçüncü sevgi ise anne baba sevgisidir. Hatta burada baba  sevgisine özel bir vurgu yapmış babanın özverisini kutsayarak onu daha da yüceltmiştir.

Bu bölümde dostluk konusuna da değinen İbn Miskeveyh, dostluğu faydalı bir  gereksinim olarak açıklamıştır. Dostluğa zarar veren kişilerin, altın ve gümüşte sahtekârlık yapan  kişilerden daha kötü olduğunu ifade etmiş; mutlu insanın, dostlar kazanan kimse olduğunu söylemiştir. Ona göre sultanlar da dosta muhtaçtır ve gerçek dostların, sultanlara halkın gerçeklerini daha  iyi anlattığını belirtmiştir.  

Yaşlıların dostluğunun menfaate, çocukların dostluğunun hazza dayalı olduğunu ileri  sürerek kalıcı dostlukların iyiye dayandığını söylemiştir.  

‘İyiye dayanan sevgi ne bir dış zevke ne de menfaate dayanır. İyiliği ve fazileti aradıkları  için birbirlerini severler.’ 

Filozof, aşkı ise kişinin kendisini sevmesini sınırlandırması ve başkasını sevmesi  olarak tanımlamıştır.  

SONUÇ 

Bir çok filozof gibi İbn Miskeveyh yaşadığı dönemin sorunlarına çözüm üretmeye  çalışmış ve eksik gördüğü alanlarda eserler kaleme almıştır. Bu alanlardan en önemlisi  Ahlak eğitimidir ki bu alana olan ilgisi ve bıraktığı eserler sayesinde İslam felsefesindeki  ilk ahlak filozofu olarak anılmıştır.

Yazımıza konu ettiğimiz Tehzibu’l-Ahlak isimli kitabında filozof; ahlak eğitimi, insan nefsinin tanımı ve güçleri,  ahlak ve huy, insan fiilleri, sevginin türleri, nefsin hastalıkları ve nefsin hastalıklarının tedavisi olarak yedi bölümde insanın manevi anlamda eğitimini sağlayacak  bilgiyi sistemli bir şekilde aktarmaya çalışmıştır.  

O, ahlakta sevginin önemine vurgu yapmış ahlaki erdemlerin ancak sevgiyle  gerçekleşeceğini savunmuştur. Ailedeki, toplumdaki ve devletteki dayanışmanın  temelini de sevgiye bağlamış ve yöneticilerin asıl görevinin toplumda sevgiyi yaymak  olduğunu vurgulamıştır. Çünkü ona göre sevgi, insanın doğasından kaynaklanan bir ihtiyaçtır  ve her insan kendini tamamlamak için bir başkasına ihtiyaç duyar. Bu da bir araya  gelmeyi, bir arada yaşamayı zorunlu kılar. Toplumun her kademesinde bireylerin  kaynaşması ve bir arada yaşaması ancak sevgi ile mümkündür.

Sevgiyle yaşamak dileğiyle…

Kaynakça: 

1- Ahlak eğitimi- İbn Miskeveyh 

2- İbn Miskeveyh’in Adalet Anlayışı -Yrd.Doç.Dr.Ramazan ALTINTAŞ 3- İbn Miskeveyh ve Tehzibul Ahlak’ın Kitabının Ahlak Felsefesi Açısından İncelemesi Zeynel Abidin Durmuş

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');