Eski ve geleneksel toplumlar, içinde yaşadıkları çevreyi bir mikro evren olarak algılamışlardır. Kendilerine göre dışa kapalı olan bu evrenin sınırlarında, bilinmeyenin, biçimlenmemişin alanı başlamaktadır. Her mikro evrende, merkez olarak kabul edilen kutsal bir yer vardır ve bu yer ‘Dünyanın Merkezi’ olarak algılanır. Üç kozmik bölge (Gök, yeryüzü ve yer altı ‘Cehennem’) kavramını bilen kültürlerde, ‘merkez’ bu üç bölgenin kesişme noktasını oluşturmaktadır. Bu üç kozmik bölge merkezlerinden geçen bir eksenle ‘Axis mundi’ birbirlerine bağlıdır. Doğal olarak bu eksen bir açıklıktan, bir ‘delikten’ ibarettir ve tanrılar yeryüzüne, ölüler de yeraltına bu delikten inerler. Şamanlar da göğe ve yer altına yaptıkları mistik yolculuklarda bu geçidi kullanırlar. Üç kozmik bölge arasındaki iletişimi sağlayan simgesellikler de oldukça çeşitli ve karışıktır. Gökyüzü ile iletişim de ‘Axis mundi’ye atıfta bulunan veya doğrudan onu simgeleyen bir dizi imge aracılığıyla yapılır. Bu imgeler temel direk, dağ, ağaç, merdiven, sarmaşık vb.’dir.

Bir “merkez”de, bir eksen tarafından birbirine bağlanmış olan üç kozmik bölge imgesine özellikle eski Doğu uygarlıklarında rastlanır. Nippur, Larsa ve Sippar’da’ki tapınakların adı Dur-an-ki (Gök ile Yer arasındaki bağ)dir. Babil’in birçok adı vardır ve bunların arasında “Göğün ve Yerin temel evi”, “Gök ile Yer arasındaki bağ” gibileri de bulunmaktadırı. Yer ile daha alt bölgeler arasındaki bağlantı da gene Babil’de kurulmuştur, çünkü kent bâb apsi’nin, “apsû kapısının” üzerinde kurulmuştur; apsû ise Yaradılış’tan önceki Kaos sularını ifade etmektedir.

Aynı geleneğe İbranilerde de rastlanır. Kudüs kayalığı yeraltı sularının (tehom) derinliklerine iner. Mişna’da Tapınak’ın tehom’un (apsu’nun İbranicedeki karşılığı) tam üstünde bulunduğu söylenmektedir. Ve tıpkı Babil’de olduğu gibi “apsû kapısı” da bulunmakta, Kudüs Tapınağının kayalığı “tehom’un ağzı” nı kapatmaktadır. Benzeri geleneklere Hind-Avrupa dünyasında da rastlanmaktadır. Romalılarda mundus alt bölgeler ile yeryüzü dünyası arasındaki buluşma noktasını oluşturmaktadır. İtaliklerin tapınağı üst dünyalar (tanrısal), yeryüzü ve toprak altı (cehennemi) dünyaların kesişme alanıdır.

Merkez simgeciliğinin en yaygın çeşidi, evrenin merkezinde bulunan ve üç kozmik bölgeyi bir eksen gibi birbirine bağlayan ‘kozmik ağaç’tır. Vedalar dönemi Hind’i, Eski Çin, Germen mitolojisi kadar, “ilkel” dinler de kökleri cehenneme kadar giden dalları ğöğe eren bu Kozmik Ağacı çeşitli biçimler altında tanımaktadırlar. Orta ve Kuzey Asya mitolojisinde bu ağacın 7 veya 9 dalı, 7 veya 9 gök katını, yani 7 göğü simgelemektedir.

Kozmik ağaç, Şamanizm’de de büyük rol oynar. Şamanın böyle bir ağaca tırmanması göğe çıkışını simgelemektedir. Gövdesi üst açıklıktan geçecek biçimde yurt’un merkezine dikilmiş, çoğunlukla yedi ya da dokuz dallı olan bu ağaç, şamana, tanrısal yolculuk sırasında merdiven görevi görür. Çünkü ulu tanrı Ülgen bu ağacın tepesinde, göğün en yüksek katında oturmaktadır.

Vedalar Hind’inde kurban direği(yupâ) Evrensel Ağaç’la özdeşleştirilen bir ağaçtan yapılmıştır ve bu direk, üç kozmik bölgeyi birleştiren eksen (kozmik temel direk) haline gelmektedir. Gök ile Yer arasındaki iletişim bu temel direğin aracılığıyla sağlanmaktadır. Kurban törenini yöneten kişi ayinsel olarak Dünyanın Ekseni haline dönüşmüş olan bir direkten göğe çıkmaktadır.

Nitekim, her Doğu kenti dünyanın merkezinde yer almaktaydı. Babil bir Bâb-İlahi, “tanrıların kapısı” idi, çünkü tanrılar dünyaya buradan inmekteydiler. Mükemmel Çin hükümdarının başkenti mucizevi Ağacın yakınında, “Yetiştirilmiş koru” Kien-mu’da yer almakta, Gök, Yer ve Cehennem gibi üç kozmik alan burada kesişmekteydiler.

Dünyanın merkezinde yer alan bir Dağ, bir Ağaç veya bir Temel direği simgesi çok yaygındır. Ülkenin, kentin, tapınağın veya krallık sarayının “Dünyanın Merkezi” nde, yani Kozmik Dağın zirvesinde yer alıyor olmalarından ötürü, buraların dünyanın en yüksek yerleri olarak kabul edilmekteydiler, yani Tufan sırasında su baskınına uğramayan yegâne yerdir. Bir Yahudi kutsal metni “İsrail ülkesi Tufan baskınına uğramadı” demektedir. Ve İslam geleneğine göre, yeryüzünün en yüksek yeri Kâbe’dir, çünkü Kutup yıldızı onun Göğün merkezinde olduğuna tanıklık etmektedir”.

Kozmolojinin karşılığı olan insanın yaratılışı, aynı şekilde merkezi bir noktada, Dünyanın Merkezi’nde meydana gelmiştir. Mezopotamya geleneğine göre insan “yerin göbeğinde” biçimlendirilmiştir, burada aynı zamanda Dur-an-ki, “Gök ile Yer arasındaki bağlantı” da bulunmaktadır. Ohrmozd (Ahura Mazda), başat insan Gajomard’ı Dünyanın Merkezi’nde yaratmıştır. Adem’in yaratıldığı Cennet de Evren’in Merkezindedir. Cennet “Yer’in göbeği”ydi ve bir Suriye geleneğine göre “diğer hepsinden daha yüksek bir dağ”ın üzerinde kurulmuştur. Suriye’nin Hazineler Mağarası kitabına göre, Adem dünyanın merkezinde, tam da daha sonra İsa’nın haçının yükseleceği yerde yaratılmıştır. Musevilik aynı gelenekleri korumuştur. Musevi Mahşer’i ve midraş Adem’in Kudüs’te biçimlendirildiğini bildirmektedirler. Adem tam yaratıldığı yere, yani Golgotha’da dünyanın merkezine gömüldüğü için, İsa’nin kanı onu da selâmete kavuşturacaktır.

Her insani varlık, bilinçsiz bile olsa Merkez’e ve kendi Merkez’ine yöneltmektedir; bu merkez ona bütüncül gerçeği, “kutsallığı” belli edecektir. İnsanda derinlere kök salmış olan bu hakikatin tam ortasında olma, Dünyanın Merkezinde olma, Gök ile iletişimin kurulduğu yerde olma isteği, “Dünya Merkezleri”nin kullanım alanlarının çok bol olmasını açıklamaktadır.

Mircea Eliade’ye göre  merkez simgecilik ve kozmolojik imalar 3 unsur etrafında toplanmaktadır:

1. Dünyanın merkezinde, yerle göğün birleştiği “kutsal dağ” bulunmaktadır.

2. Her tapınak ya da saray ve biraz daha geniş bakarsak her kutsal ev “kutsal dağla” özdeşleştirilir ve böylece “merkez” olur.

3. Axis mundi’nin geçtiği yerler olarak kutsal şehir ya da tapınak, gök, yer ve yeraltının birleştiği bir yer olarak görülür.

KAYNAKÇA:

  • Eliade M. (1992), İmgeler Simgeler, (Çev.: Mehmet Ali Kılıçbay), Gece Yayınları: Ankara.

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');