HAYATI

İhtiyar bilge Lao Tzu’nun hayatı hakkında pek bir bilgi yoktur. O, Çin’in ilkbahar-sonbahar dönemi diye adlandırılan döneminde kaosun ortasına doğmuştur. Bu dönem Çin’de büyük bir otorite boşluğu vardır. Bu yüzden siyasal sosyal ve ekonomik sıkıntılar yaşanmaktadır. Zamanın düşünürleri ise bu sebeple daha çok siyaset felsefesine kafa yormuşlardır.

Hayatı hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığımız Lao Zi birçok farklı isimle anılmaktadır. Kendisine atfedilen diğer isimler Lao Tzu, Lao Tse, Laotze’dir. Lao Çince ‘yaşlı’, Zi de ‘hoca’ anlamına gelmektedir. Adının anlamı Yaşlı Bilge, İhtiyar Bilge olarak geçmektedir ve bu onun gerçek adı değildir ona bir lakap olarak verilmiştir.

Çin’in ünlü tarihçilerinden olan Szi-Tchi’(Szuma Qian) MÖ 1 yüzyılda yazdığı Shiji( Şı-ci) adlı eserinde Lao Zi’nin Honan Eyaletinde bulunan  Chou devletinin Kuu şehrinde, Li-hsiangg’da Chü-jen köyünde doğduğunu yazmıştır. Adı Erh, aile adı Li, takma adı Tan’dır. Buna göre asıl adı Li Tan’dır. Chou sülalesi imparatorluğunun tarihçisi ve kütüphane muhafızı olduğunu belirtmiştir.  Çin sözlü geleneğine göre Lao Zi MÖ 604 yılında doğmuş olmasına rağmen Sima Qian bu tarihe yer vermemiştir. Ancak yaşayıp yaşamadığına dair olan şüphelere karşılık bu kaynak onun yaşamış olduğunu gösteren bir kanıt olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Konfüçyüs ile aynı zamanda yaşadığını ve Lao Tzu’nun ondan yaşlı olduğunu belirtmiştir.

Bizim bildiğimiz daha çok Lao Tzu’nun felsefesidir. O, Taoizm isimli dini felsefi görüşle anılmıştır daha çok. Peki nedir Taoizm?

TAOİZM

Taoizm, ismini kısaca ‘Yol’ anlamına gelen Tao’dan almıştır.  Eski Çinliler Taoizm’den ‘Tien Tao (Göğün Yolu)’ diye söz etmişler ve onu ‘Jen Tao(İnsanın Yolu)’ ile karşılaştırmışlardır. Onlara göre Göğün Yolu parlak, kutsal ve doğrudur; İnsanın Yolu ise karanlıktır.  

Evrende her şeyi yöneten evrensel bir  yasanın olduğunu savunan bir anlayıştır Taoizm. Çin dini geleneğinde Lao Tzu’dan çok eskilere dayanmaktadır.  Bu dönemde atalara tapınma ve her şeyde doğal Tao (yol, düzen,) yasası olduğunu kabul etmek şeklinde uygulanmıştır. Bu nedenle Taoizm’in tarihsel gelişim süreci ikiye ayrılmaktadır:

1)Şamanik Kökler (MÖ 3000-MÖ 800): Taoizm’in özellikle bazı mistik özellikleri ve ritüelleri şamanik izler taşımaktadır. Bu dönemde ‘vu’ denilen şamanlar doğal afetlere ve hastalıklara karşı doğa ruhları ile bağlantı kurmaya ve bu olaylara şifa bulmaya çalışmışlardır. Çhou Hanedanlığı döneminde şamanların görevleri arasında ruhları çağırmak, yağmur yağdırmak, şifacılık ve kehanette bulunmak vardır. Şamanik uygulamalar Han Hanedanlığı (M.Ö. 206- M.S. 219)  döneminde daha belirgin hale gelmiştir.  Bu uygulamalar Taoculuğun dini ve büyüsel yönünde ortaya çıkmıştır.

2)Klasik Dönem (M.Ö. 700- M.Ö. 220): Bu dönemde Çhou İmparatorluğunun siyasi ve sosyal yapısı dağılmaya başlamıştır.  Feodal beyliklerin ortaya çıktığı ve savaştığı bir dönemdir ve toplumda siyasi bir kargaşa ve kaos hakimdir.  Yine bu dönemde Çin’in ünlü filozofları Konfüçyüs, Mencius. Mo-tzu, Sun-Tzu ve Taozimin büyük düşünürleri Lao- Tzu, Chuang-Tzu ve Lieh-Tzu yaşamıştır. Lao Tzu Taoizm’i felsefi bir ekol haline getirerek sistemleştirmiştir. Bu yüzden Lao Tzu’nun kurduğu Taoizm’den bahsetmek mümkündür. 

Kurucusunun Lao Tzu olduğu Taoizm, Lao Tzu’nun Yol ve Erdemler kitabına dayanan öğretisidir.(Kitabımız hakkında daha ayrıntılı bilgiyi Tao Te Ching ve Lao Tzu yazımızda bulabilirsiniz) Lao Tzu’dan sonra öğretiyi Chang Tzu geliştirmiştir. Öğretinin temeli Tao kavramıdır. Ona göre Tao, insan kavrayışının üstünde de olsa bütün varlıkların kaynağıdır. Tao evrendeki bütün eylemlerin yasasıdır. Evrendeki her şeyin yaratıcısı olmakla birlikte O, ilk-asli madde olarak da görünür. Ona göre Tao isimlendirilemeyen, madde dünyasının içinden geliştiği ilk madde olarak bir saklı imkandır. Tao suretsiz olan bir surettir, şekilsiz olan bir şekli vardır, karanlıkla ve en derin belirsizlikle sarılıdır.

Laotzu, Tao’yu tek bir kavram olarak ele almıştır ancak bazı düşünürler onun Tao hakkındaki açıklamalarından hareketle Tao için Ebedi Tao ve Dünyevi Tao olarak bir ayrım yapmaktadırlar. Ebedi Tao her şeyin kaynağı ve her şeyin kaderini belirleyen yasadır. Dünyevi Tao ise eşyaya şeklini veren ve hareket ettiren Tao’dur.

  Lao Tzu tao isminin Tao’yu anlatamayacağını ancak bir isim verme zorunluluğundan dolayı bu ismi verdiğini kitabında şu dizelerle belirtmiştir:

“Telaffuz edilen yol, Ebedi yol değildir, O’na isim olan şey, Onun ebedi ismi değildir. İsimsizdir: Yerin ve göğün başlangıcıdır. Bir tek ismi vardır: Her şeyin anası. Varlık sahibi değilken özü anlarız. Varlık sahibi iken sureti anlarız. Her ikisinin kaynağı Bir’dir. Bunlar birer sırdır. Sırların sırrı. Harikalar kapısı.”(Yol ve Erdemler)

  Tao, ona göre anlatılamaz ve tarif edilemezdir ve evrendeki oluşu sağlayan yasadır yani doğal düzendir. Tao, yol demektir. Bu doğal düzen sürekli bir değişim ve dönüşüm halindedir. Ancak Tao bilinmese de etkileri hissedilebilir. Bu etkiler bir tür enerji ya da Çinlilerin ‘chi’ dedikleri yaşam gücü olarak görünür. 

Chi-Shen: Her madde fiziki bir şekil olmayan enerji barındırır. Shen enerji halindeki durumu anlatır. Ruh kavramı ile karıştırılır Çin tıbbında psikolojinin ele aldığı konuların tümünü ve ötesini kapsar. Chi her şeyi sarar, büyümeyle, iyileşmeden ve yenilenmeden sorumludur. Aynı zamanda fiziksel objelere yapı ve nitelik verir.

Tao, Chi’yi hiçlikten meydana getirir sonrasında birbirini tamamlayıcı güç olarak ‘yin ve yang’ aracılığıyla kendisini açığa vurur. Yin ve yang okyanustaki bir dalga gibi akar ve çekilir. Lao Tzu, Tao Te Ching kitabında canlı varlıkların yin ve yang ile sarıldığı ve yaşamlarının uyumunun iki ilkenin uyumuna bağlı olduğunu söyler:

“Tao biri oluşturdu. Bir ikiyi oluşturdu. İki üçü oluşturdu. Üç on binlerce şeyi oluşturdu. On bin şey yin’i taşır ve yang’ı kapsar. Onlar bu kuvvetleri birleştirerek uyuma ulaşırlar.”(Yol ve Erdemler)

Tao sembolü, yin ve yang’ın birbirine nasıl dolandığını gösterir. Karşılıklı olarak biri büyürken diğeri küçülür. Üstlerindeki beyaz ve siyah benekler onların ayrı kuvvetler değil aynı gerçekliğin yönleri olduğunu gösterir. Yani yin içinde yang, yang içinde yin vardır. Bu sembol doğadaki bütün zıt kutupları, düalizmi ve bunların arasındaki ahengi gösterir. Ne yin ne de yang kendi özünde iyi ya da kötüdür. Ancak birinin aşırı olması tehlikeli olabilir. (Yin ve yang hakkındaki ayrıntılı yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz)

“İsimlendirilen kavramlar ebedi değildir. İsmi olmayanlar yerin ve göğün başlangıcıdır. Güzeli bilen çirkini de bilir İyiyi bilen kötüyü de bilir Varlık ve yokluk birlikte meydana gelir.”

Tao’nun chi’si ilk olarak yin ve yangın karşılıklı etkileşimiyle kendini gösterir. Daha sonra bunlar beş kuvvete bölünür: Tahta, ateş, su, toprak ve metal. Beş element güçlü, gözle görülemeyen, sürekli akan döngüsel bir hareket halinde etkileşen enerjilerdir. Her elementin kendine has özellikleri vardır. Bu elementlerin kendilerine has özelliklerine göre birbirini yaratma ve yok etme özellikleri vardır.

Taoizm biri dini biri felsefi olarak iki kol halinde gelişmiştir. Günümüzde dini Taoizm daha yaygın hale gelmiştir. Kaynakları aynı olmasına rağmen aynı değildirler hatta birbirlerine zıt görüşlerdir. 

  Buna göre Tao Chia ( Taocu Okul) felsefe ekolu olarak Taoculuk doğayı takip etmeyi yani doğadaki döngüsellik yasasına uyumlu bir hayatı yaşamayı öğretir. Lao Tzu ve takipçisi Chuang Tzu’ya göre ölümün takip ettiği hayat, tabiatın akış yönüdür ve insan bu tabii akışı soğukkanlı bir şekilde karşılamalıdır. Taocu din ise tabiata karşı çalışma doktrinini öğretir. Ölümden nasıl kaçınılacağını, ilkesini ve tekniğini öğretir. Tabiata hükmetme, ölümsüzlüğü bulma yönünde çalışmaları vardır ve bu yönüyle Çin bilimine ve tıbbına kaynaklık etmiştir.  

Tao ile Birleşmenin Yöntemi: Meditasyon

Taoistler meditasyonu iki amaçla kullanmaktadırlar. Birincisi sağlık ve uzun ömür için ikincisi ise Tao ile birleşmek için. Ruhsal gelişimin ilk aşamalarında meditasyon zihni arındırmak, duyguları dengelemek, arzuları azaltmak, iç enerjiyi çevirmek ve Tao ile birleşmeyi sağlamak için kullanılır. 

Boş oturuş olarak tanımlanan meditasyon Tao pratikleri arasında boş boş ve hiçbir düşünceye dalmadan doğrudan doğa ile temasa geçip oturmaya denir. Burada duru bir akışa bırakılan bedenin, dikkat ve enerjinin kendiliğindenliği yakalaması aranır.  Doğanın dili müdahale etmeden akmak olduğu düşüncesi savunulmaktadır. Tai Chi, yoga gibi uygulamalar kişinin kendi durulmasını bulması için önemsenir. Birçok çigong ve ta chi uygulamaları bu temeli esas alır. 

Lao Tzu’nun Ahlak ve Siyaset Anlayışı

Lao Tzu Çin felsefesi içinde ilk bireyselci ve yine ilk metafizik felsefeyi işleyen filozof olarak kabul edilir. Lao Tzu’ya göre insanlar özünde iyidir. Ancak toplum içinde nasıl davranması gerektiğine dair yanlış inanışlar ve çıkar ilişkileri onları yozlaştırır. Eğer insan kendi haline bırakılırsa yani doğa durumuna geri dönerse kimse ile çatışmayacak dolayısıyla özünü korumaya devam edecektir.  

Ona göre devlet, insanların hayatlarını yasalar ile düzenlemeye kalkıştığında insanlar daha kötü davranmaya başlar. Çünkü insanlar doğal durumlarına bir tehdit olarak bunu algılar ve isyan ederler. Eğer kişi Tao’yu gözlemler ve evrendeki doğal enerji akışına teslim olursa huzur bulur. Tao’ya karşı gelme insanları doğal hallerinden uzaklaştıracak yasalar koymaktır. Çünkü ona göre yönetimsiz ve baskısız bırakılırsa insan, iyilik ve barışa yönelecektir. 

Çağdaşı olan Konfüçyus ile birbirine zıt görüşleri savunmuşlardır. Konfüçyus ideal insan yetiştirme, ideal bir toplum ve devlet kurmanın eğitim ve yasalarla mümkün olduğunu savunurken Lao Tzu bunun insanları daha çok yozlaştırdığını savunmaktadır. “Ne kadar fazla kanun koyarsan o kadar suçlu yaratırsın.”  düşüncesi Konfüçyus’un eğitimi ve bilgiyi güç olarak addeden yaklaşımı ve yasalara uymayı vurgulayan felsefesi ile tam bir zıtlık içindedir. 

O, insanların yalnız bırakıldıklarında evrenin doğal ritmine bağlı kalacaklarını ve böylece her türlü çatışmayla başa çıkacaklarını düşünmüş ve bunu şöyle ifade etmiştir:

“Eğer kimseyle çatışmazsan, dünyadaki kimse seninle çatışmayacaktır. Zararı nezaket ile karşıla, iyi olanlara karşı iyiyim, kötü olanlara karşı da iyiyim; böylece herkes iyi olacak.  Dünyada en yumuşak şey, en zorlarını savurur,  alt eder. Dünyada sudan daha yumuşak ve zayıf bir şey yoktur, fakat daha sert ve güçlü şeylere saldırmakta ondan daha iyisi yoktur.”

Lao Tzu ve Taoist düşünürlere göre insanın yapması gereken toplumsal yaşamdan uzak durmak ve öncelikle bireysel aydınlanmayı yakalamaktır.  Zaten ilk çıkış döneminde Taocular toplumdaki yozlaşmanın etkilerinden kopuşu temsil etmişlerdir. Öğreti, bozuk toplum düzeninden bir kaçış olarak ortaya çıkmıştır. Madde dünyasından uzaklaşmayı, bu dünyaya ait olanı istememeyi ve ilkel topluma dönüşü savunmuşlardır. Öğretilerini yaymak için bir çabaya girmemişlerdir. Onlar sadece Tao’yu araştırmakla ilgilenmişler ve iyi bir örnek olarak insanların kendilerini takip edeceğini düşünmüşlerdir. Onlar için örgütlenmiş toplum kendi içinde kötülükler barındırır. Dolayısıyla ıslah etmeye çalışmak boş bir çabadır. 

“Eğer devlet düzensiz ise doğru olan eylem reform değil, kişinin hayatını düzen içinde bir görevi yerine getirerek sürdürmesidir.” 

Lao Tzu’nun öğretisinin temelinde bilgelik için hiç olmak, ahlak için de hiçbir şey yapmamak vardır. Bilgelikten kasıt Tao’yu bilmektir, ahlaklı olmak ise Tao’ya uygun yaşamaktır. 

“En mükemmel insan yalnız Tao yu takip eder. Her şeyin ruhu ve başlangıcı oradadır, oradan gelir.”

KAYNAKÇA:

Çin Astrolojisi, Zeliha Cetinkaya, Yeni YÜksektepe Dergisi- 2006 Ocak-Şubat- Mart Sayısı, 

Herakleitos ve Lao Tzu’nun Düşüncelerinin Logos ve  Tao Kavramları Merkezinde Karşılaştırılması, İsmail Hakkı Kumbasar, Dergipark Makale

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');