Felsefenin çalışma alanlarından biri olan etik (ahlak felsefesi) in çıkış noktasını Sokrates’e kadar vardırabiliriz.
Kendisinden önceki filozoflardan farklı olarak yönünü insana çeviren Sokrates insan hayatının amacı ve erdemli bir hayatın niteliği üzerinde düşünmeye başlamıştır.
Bu yazımızda etik ve ahlak kavramlarına etimolojileriyle bakıp sonrasında Sokrates’in öğrencisi olan Platon’un etik ve ahlak anlayışını kısaca inceleyeceğiz.
Keyifli okumalar 🙂
Etimoloji ile Başlayalım
Etik kelimesinin sözlük anlamı ‘ahlak’ yahut ‘meslek ahlakıdır.’
Peki ahlak nedir, etik nedir?
Ahlak aslında insanın toplumsal yanıyla ilişkili olan, ‘kişilerarası ilişkilerde davranışlara ilişkin geçerli kılınmış çeşitli değer yargıları ve sistemleri’ olarak tanımlanabilecek bir olgudur.
Etik ise, aslen eski Yunancada, Ethos sözcüğünden türemiştir.
Ethos kelimesinin çoğulu Ethe : “Bir canlının barındığı, sığındığı yer, ortam ve gelenek, görenek” anlamlarına gelir.
Ethos da “karakter, huy” demektir.
Kökeni ele alındığında etik, ‘kişiye bağlı, kişiyle ilgili bir durumu, ona özgü bir yanı’ ifade eder.
Aynı zamanda etik, ahlak felsefesinin genel adı olmasıyla da belli bir grubun bir toplumun yaşama biçimini ifade eder.
Etik ve ahlak arasında köken itibariyle küçük bir fark olsa da kullanım ve anlam bakımından birbirine içkin kelimelerdir. Etik, kişinin kendisiyle ahlak ise toplum ile ilgili olmasının yanı sıra etiğin, ahlak felsefesi anlamına da geldiğini söylemiştik.
Buradan şu sonuca da ulaşmak mümkündür: Toplumu şekillendiren ilk önce bireylerdir. Ve bir yönüyle de toplum, bireyleri şekillendirir. Buradaki birey ve toplumun birbirine içkin durumu etik ve ahlak kelimelerinin anlamlarına da yansımış ve aslında insanı ifade eden temel bir konu olmuştur.
Etik konusu tarih boyunca filozofların da üzerine düşündükleri önemli bir konu olmuştur. Biz bu konuyu daha iyi anlamak için bu filozoflardan Platon’un etik anlayışına kulak kabartacağız.
Platon’un Etik ve Ahlak Anlayışı
Platon , ahlakı ‘Devlet’ adlı eserinde ele almış ve tek tek bireylerden değil toplum üzerinden anlatmıştır.
Platona göre ahlak, ‘iyi ideasına’ ulaşmakla mümkündür. Mutluluğun kaynağı, en iyi olandır.
En iyiye ulaşmanın yolu ise erdemlerden; doğruluktan ve adaletten geçer.
Peki Platon’a göre erdem nedir?
O, buna Gorgias diyaloğunda ilk kez net sayılabilecek bir cevap verir. Ona göre; “Erdem, ruhun düzenidir.”
Ruhun düzeni ile anlatılmak istenen, ruhun parçalarının doğalarına uygun olmalarıdır. Yani ruhun, doğasına uygun hareket etmesidir.
“Platon, mutluluğu insanın en yüksek iyiye ahlaksal yoldan ulaşması olarak konumlarken; bu en yüksek iyiyi, iyi ideası olarak Tanrı ile de özdeşleştirir ki onun ontolojik temellendirmesi aynı zamanda bir teolojik temellendirme kimliği de kazanmış olur.”
Eflatun’un ontolojik temeller üzerine kurduğu ruh 3 parçalıdır:
Akıllı parça
Ruhun en üst bölgesi olan bu kısım, anlama, anlamlandırma merak gibi istekler ile hakikati keşfedebilme yeteneğine sahiptir.
Yürekli-Atılgan parça
Bu orta kısım, candır. Üst bölgedeki akıl ile alttaki maddi yönün dengesini ve iletişimini sağlar.
İştah duyan-Arzulayan Parça
Ruhun en aşağıdaki bu parçası da güdüler, iştahlar, arzular ve bedensel isteklerin yer aldığı maddi gereksinimlerin karşılandığı kısımdır.
Erdemler arasındaki sınırları çizmek için teker teker inceleyen filozof erdemi akılla ilişkilendirmiştir. Bu bağlantıya dayanan anlayışında gerçekleri göz önünde bulundurmuş ve yığınların o ana erdemi yani felsefi erdemi hiçbir zaman edinemeyecekleri düşüncesine varmıştır. Bu fark ediş onun devlet ideasını ortaya koyarken ona çok yardımcı olmuştur.
Bireyin erdemleri toplum için vardır. Ve insan, doğası gereği topluma ihtiyaç duyar.
Toplum bir devleti meydana getirmektedir ve devletin asıl ödevi şudur: İnsanların ortaklaşa yaşamalarını sağlamak. Devlet düzeni topluma mutluluk getirecek şekilde sağlamalıdır. Bu da ancak ahlak kurallarına göre düzenlenmiş bir toplumda mümkündür.
Platon devlet ideasında toplumu, tıpkı ruh gibi 3 bölüme ayırır, üç insan tipi:
Zenginliği sevenler
Şerefi sevenler
Bilgiyi sevenler
Toplumun ruhunu bireyler olarak görürsek, her bir bireyin kendi itkisine uygun hareket etmesiyle bireyin kendi ödevini; devletin bireyleri doğasına uygun konuma yerleştirmesiyle de devletin ödevini gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla Platon’a göre böyle bir düzende gerçek mutluluk sağlanmış olacaktır.
Devlet’in, üç ayrı bölümünde; Ruhtaki itkilere karşılık olarak /
- Zenginliği sevenler ‘besleyenler’i iradeye karşılık
- Şerefi sevenler ‘koruyanlar’ akla karşılık
- Bilgiyi sevenler ise ‘öğretenler’ takımındadır.
Her takım kendi etiğini adalet ile yürüttüğünde düzen ve dolayısıyla mutluluğu kazanacaktır.
Felsefesi ve hayatının tümüyle etik yaşayan Platon’dan anladığımız, bize mutluluğu getiren etiğini bu şekilde özetledik. Platon ve Etik Felsefesi hakkında fazla öğrenmek isterseniz derslerimize katılabilirsiniz. Felsefe Seminerlerimize Kayıt Ol linkinden kaydınızı yaptırmayı unutmayınız.
Mutlak mutluluğa ulaşan ve ulaştıranlardan olmak dileklerimizle, etik kalın…
Aktiffelsefe Adana Araştırma Grubu
Kaynaklar:
Felsefe Tarihi, Prof. Macit Gökberk
Platon’un Üç Parçalı Ruh Anlayışı, Ruh Anlayışı ve Ruhun İç Düzeni, Sosyolog Ömer Yıldırım
Platon’un Ahlak ve Erdem Anlayışı, Sosyolog Ömer Yıldırım
Platon’un Düşüncesinde Ahlaki Değerlerin Ruhla Olan İlişkisi, Mücella Can
Platon’un Ahlak Anlayışı, İlter Güvenç
Etik, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını
Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:
- Etiğe Platonik Bir Bakış
- Hayvan Çiftliği’nden Platon’un İdeal Devletine
- Platon ’un Şölen Diyaloğunda Sevgi Ve Güzellik Felsefesi
- Felsefe Nedir?
- Mayanın Oyunları
- Yaşam İçin Felsefe
- Hakkımızda
- Etkinliklerimiz
- Yayınlarımız
- İLKELERİMİZ
- İletişim