Samuraylar hakkındaki fikriniz nedir? Biz onları genelde filmlerde görürüz, Japon askerleri olarak biliriz. Ama onlar sadece savaşmak ve toprakları korumak için var olan bir askerden öte belli bir felsefi disiplinle yetişmiş Japon şövalyeleridir. Felsefelerine Buşido adı verilir. Buşido kelimesi genel çevirilere göre savaşçının yolu anlamına gelmektedir. Yani Buşido, şövalyelerin gözlemlemesi gereken veya bununla yükümlü kılındıkları ahlaki ilkeler bütünüdür. Bu yönüyle Buşido sadece bir savaşçılık öğretisinden öte bir kişisel gelişim olgunlaşma ve aydınlanma yoludur.
Japon yazar Inazo Nitobe, Japonya’nın Ruhu adlı eserinde Buşido’yu Japon kültürünün tarihsel bağlamı içinde Budizm’in, Şintoizm’in, Konfüçyüsçülüğün etkisi altında kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan bir etik kurallar bütünü olarak ifade eder. Yazara göre Budizm; kadere olan sakin bir teslimiyet, tehlike ve felaket karşısında metanetli bir soğukkanlılık, hayatın küçümsenmesi ve ölümle kurulan bir dostluktur. Buşido da kaynağını bu görüşten almıştır. Yine Buşido’nun diğer kaynağı olan Şintoizm; hükümdara bağlılık, geçmişe hürmet ve ana babaya saygı gibi öğretilerle samurayların eğitimine katkıda bulunmuştur. Konfüçyüs’ün öğretileri ise Buşido’nun en verimli kaynağıdır. Konfüçyüs’ün üzerinde durduğu 5 manevi ilişki; efendi ile hizmetkarın, baba ile oğlun, karı ile kocanın, büyük kardeş ve küçük kardeşin, dost ile dostun, birbirlerine yaklaşımları ve sakin yumuşak ve bilge karakterli siyasi etik kaideleri özellikle yönetici sınıfı oluşturan samuraylara gayet iyi uymuştur.
Başta da belirttiğimiz gibi Buşido sadece silahlı asker yetiştirmek için olan bir eğitim tarzıyla değil aynı zamanda kişinin kendini geliştirmesi ile alakalıdır. Buna göre amaç sadece mücadele etmek değil kişinin özüne hakim olması ve orada huzuru bulmasıdır da. Çünkü savaş sanatları yaşamları yaratmanın, kendini özgürleştirmenin, olaylara belirli mesafe ile dışarıdan bakabilmenin, yani buraya ve şimdiye ait olabilmenin yoludur. Zen öğretmeni Kodo Sawaki’nin dediği gibi “Savaş sanatlarının sırrı kazanan ya da kaybeden birinin olmamasıdır.” Çünkü asıl mesele samurayın kendi zihniyle savaşıdır.
Savaşçının yolu gücün ve tekniğin ötesinde spiritüel bir yoldur. Savaş sanatlarında 3 önemli nokta vardır Tai (beden), Wasa (teknik) ve Shin (zihin ya da ruh). Teknik, bedenden üstünken; zihin, hepsinden üstündür. Çünkü güçlü zihin tekniğin zayıf, eksik kaldığı tarafı bulur ve oradan saldırır.
Samuray Tsunetomo’ya göre samuray, aklını, insanlığını ve cesaretini de pekiştirmelidir. Aklı geliştirmenin yolu insanlara danışmaktır, danışarak kendini geliştiren kişi en sonunda ölçülemez bir akla sahip olur. İnsanlık, başkaları için iyilik yaparak gelişir. Cesaret ise savaşçının zorluklara karşı sabretmesinden gelir. Bu açılardan baktığımızda yine Buşido bir askeri eğitimden ziyade kişiyi iyiye götüren erdem yoludur.
Zen Budisti Takuan Soho, kılıç ustalarına zihinlerinin sınırsız olarak düşünmenin ötesine geçmesini tavsiye eder. Az önce de söylemiştik ya; zihin, teknik ve bedenin üstündedir. Dolayısıyla zihin tıpkı bir su gibi berrak olmalıdır ve samuray üzerine onlarca kişi gelse bile herhangi birine takılıp kalmadan her birine karşılık vermelidir. Bunu bir ağaç metaforuyla anlatır Takuan Soho: Çok yaprakları olan bir ağacın herhangi bir yaprağına bakarsan sadece o yaprağı görürsün der ve diğerleri adeta senin için yok olur. Hiçbir yere takılıp kalmadan sadece ağaca bakarsan sınırsız yaprağı görür ve ağacı bir bütün olarak algılarsın. İşte bu durum samuray için de geçerlidir. Savaş sanatlarında her bir düşman birer yaprak gibidir. Onların bir teki üzerinde odaklanan kılıç ustası diğer yaprakları göremeyecek ve girdiği çarpışmayı kaybedecektir.
Bizler de bazen bir kusurumuza takılıp diğer kusurlarımızı görmezden geliyoruz. Bazen o kusurumuzu düzeltmeye çalışıyoruz ama diğerleri hala var olmaya ve bizi geriye çekmeye devam ediyor. Halbuki bir bütün olarak baktığımızda ve zihnimizi eğitip ruhumuzu iyiye doğru götürmeye çalıştığımızda tüm kusurlarımız teker teker yok olacaktır.
Takuan Soho bir başka örneğinde su metaforuyla zihnin bir noktaya saplanıp kalmasını anlatır: Su nasıl ki donup kaldığında onunla elimizi yıkayamazsak, onu içemezsek aynı durum zihin içinde geçerlidir der. Zihin erimesini başarabilirsek o da su gibi kullanılabilir bedenin ihtiyaç duyulan yerlerine yayılır ve harekete yön verir.
Zihnimizi bir su gibi kullanıp içimizi iyileştirebilmek dileğiyle…
Kaynakça:
- Nitobe I.(2016) Buşido. (Çev. Doruk Akyüz) Dergah Yayınları:İstanbul
- Akman K.(2010) Buşido: Japon Samuraylarının Felsefesi. Dergipark İnternet Sitesi
Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.