Hindistan

Hindistan, 1.350.000  nüfusu ile dünyanın en yoğun nüfusu olan ülkelerden biridir.

Ülkenin büyüklüğü, coğrafi özelliği, nüfus yoğunluğu, siyasi yapılanması, ekonomik  sistemi ve farklı etnik gruplardan oluşuyor olması bölgelere göre kültürel, felsefi ve dini farklılıklar görülmesine neden olmuştur. 

Zamanla farklılaşmış olmakla beraber Hindistan’ı oluşturan üç temel halktan bahsedebiliriz.

  • Hint-Avrupa kökenli Ariler
  • Hint-İran  kökenli  halk
  • Yerli halk olan Dravidler

Hindistan ve Din

Bu üç halkın etkileşimi sayesinde dünyada yaşayan en eski din olan Hinduizm ortaya çıkmıştır.

Hinduizm tek bir dinmiş gibi algılansa da tek bir dini öğretiyi değil, aksine uzun bir süreç içerisinde farklı dinlerden etkilenerek oluşmuş toplumsal ve dinsel öğretiler bütününü oluşturmaktadır.

Hinduizmin mezhepleri arasında olan Budizm ve Caynizm Brahmanizm (Vedik Dönem) inanç esaslarına karşı reformcu birer hareket olarak ortaya çıkmış ancak zamanla din haline gelmişlerdir. Her ikiside mevcut tanrı anlayışına ve kast sistemine karşı gelmiş, tanrının yardımına başvurmadan, insanın kendi iradesini eğiterek Samsara(tenasüh-ruh göçü) çarkından kurtarmayı amaçlamıştır.  

Ülkede en fazla takipçisi olan din Hinduizm olmakla beraber diğerleri inananların çokluğuna göre Müslümanlık, Hıristiyanlık, Sihizm, Budizm, Canyizm’dir. Bu dinlere ek olarak geri kalan  6 milyonluk nüfus kabile dinlerine mensuptur. 

Dinsel ve kültürel bu çeşitlilik kendini  Hint sanatında da  göstermiştir. Resim, mimari, müzik ve dans gibi sanat dallarının beslenebileceği zengin bir kaynak sağlamıştır. Hinduizm sanat örneklerinde etkileyici tapınak mimarisi ve tapınaklarda bulunan heykeller ön plana çıkmaktadır. 

Tapınakların Önemi

  Hindular tapınakları Mandir(bekleme yeri), Prasada (lütuf yeri) ya da Devalaya (Tanrı evi) olarak ifade ederler.

Mandir’in Tanrı evi olduğuna ve kendisine inananları burada beklediklerine inanılır. 

Tanrının yeryüzüne indiğine ve Mandir’e yerleştirilen heykel ya da imaj ile vücut bulduğuna inandıkları için Hindular tapınağa Tanrıları görmek  için giderler. 

Hindular ibadet etmeye gidiyorum ifadesini kullanmazlar. Onlar Tanrıyı görmeye (darshana-görme) gittiklerini belirtirler. Kutsalın Kutlu Bakışı olarak da çevrilen darshana kalbin adanmışlık durumunu da anlatır. 

Tasvirde mevcut olan bir tanrıya bakmak ibadettir ve kişi gözler sayesinde tanrının kutsamasını kazanır.

Böylece kişi illüzyon dünyasından hakikate ulaşacak mokşaya (kurtuluşa) kavuşacaktır. İşte bu nedenle tapınaklar Hindular için önemlidir. Çünkü insan ve Tanrı arasındaki ilişkiyi sağlamak için dizayn edilmişlerdir.

Hindulara göre Tanrı

Hindulara göre tanrı hem tektir hem de çoktur. Hem formlu hem formsuzdur. Onlara göre tanrı tüm evrene yayılmış formsuz bir ruh parabrahmandır.

İnsanların tanrının bu yönünü anlaması için ve onunla iletişim kurabilmesi için onun üç kozmik fonksiyonunu; yaratıcılık, koruyuculuk ve yıkıcılık özellikleri; Brahma, Vişnu ve Şiva tanrıları ile kişiselleştirilmiştir.

Bu karakterler insan üstü özellikler sergileyerek insanlara rehberlik ederler. Aslında tapınakta bulunan bütün tanrı heykelleri formsuz ruhun formlarıdır. Kişinin ibadet sırasında zihnini yaptığı şeye verebilmesi için tanrının bir tasviri (murti)  olması gerekir. Her bir murti tanrının bir yönünü temsil eder ve rahim boşluğu anlamına gelen Garbhagriha’ya yerleştirilir. Penceresiz, kare şeklinde olan ve giriş yönü doğuya bakan bu odalar tapınağın en önemli yeridir. Murtiler Hindular tarafından sadece birer tasvir olarak görülmezler ibadet sırasında tanrının onlarda hazır olduğuna inanırlar. 

Hindu Tapınakları

Hindu tapınaklarında yoğun olarak kullanılan sembolizm ve yapıları, geometrik şekilleri kullanma anlayışı yine Vedik geleneğine dayanır.  Aynı zamanda makrokozmosun ve mikrokozmosun astronomik sayılarla yeryüzü ve tanrı ile bağlantıları ile ilgili belirli hizalamalar ile yinelenmesini ve eşdeğerlerini temsil eder. 

Bir Hindu Tapınağı evrenin tüm unsurlarını içerir. Ayrıca Hindu, döngüsel zaman duygusunu ve yaşamın özünü sunar.

Hinduizm inancına göre yaşamın dört amacı vardır. Birincisi; doğru eylem(dharma), ikincisi;  iyi bir meslek ve servet edinme(artha), üçüncüsü; aşk ve arzular(kama), dördüncüsü; manevi kurtuluş(moksha)’dır.

Bu felsefe Hindu yaşam ve sanat geleneğinde olduğu gibi tapınak mimarisine de yansımıştır. Bir tapınağın duvarlarında ya da heykellerinde insanı ilgilendiren her konunun tasvirini görmek mümkündür. 

  Hindu tapınaklarının her biri farklı yapım yöntemleri ve stilleri içerir ve farklı yerlerde inşa edilebilir. Örneğin Masur gibi dağ tapınakları, Chandrabhaga, Ellora gibi mağara tapınakları, Mata Bhavani, Ankol Mata gibi iyi adım  tapınak bileşkeleri, Kasaun gibi orman tapınakları, Somnath gibi deniz kıyısı tapınakları vardır. Bu tapınaklar çok büyük ve gösterişli yapılar olabileceği gibi küçük ve kolaylıkla ulaşılabilecek yol kenarı tapınak modelleri olabilir. Bunların yanında kırmızıya boyanmış bir kaya parçası yada özel kumaş parçaları asılan ağaçlar birer tapınak adledilirken, gezici tapınakları da vardır. 

İlk tapınakların ne zaman ve nerede ortaya çıktığı bilinmemekle beraber, ilk tapınaklar kereste ve çamurdan inşa edilmişlerdir. Bunları doğal mağara ve oyma kaya tapınakları takip etmiştir. Kili pişirmeyi bulan Hindular tapınaklarını taş ve tuğladan inşa etmeye başlamış ve böylece zamana, doğa olaylarına ve saldırılara karşı dayanıklı tapınaklar inşa etmeye başlamışlardır.  Upanişadlar dönemi sonrasında ise süslenmiş taş yapılar ve tanrı tasvirleri ortaya çıkmıştır. 6. yy ve sonrasında tapınak yapımı ve sayısı  artış göstermiştir.

Hindistan Tapınaklarının Genel Formu

Hindu Mimarisinin ana biçimi olan hindu tapınağı mimarisi, birçok üslup çeşidine sahiptir ancak tapınakların genel doğası aynı kalmaktadır. 

1- Garbhagriha: Rahim evi anlamına gelir ve sığınak gibi bir yapıdır. Ana tanrı tasvirinin konduğu kare, penceresiz odadır.

2-Mandapa: Tapınağın girişidir. Üstü örtülü yada açık olabilen sütunlu salondur. Dansların ya da eğlencelerin yapıldığı yerdir. Bazı tapınaklarda birden fazla mandapa bulunabilir.

3- Shikhara veya Vimana: Bağımsız bir tapınağın kıvrımlı dağa benzer şeklidir. Shikhara Kuzey Hindistan tapınaklarında Vimana ise Güney Hindistan tapınaklarında bulunur. Shikhara kıvrımlı bir şekle sahipken, Vimana ise piramidal bir görünüm sergiler. 

4-Amalaka:Tapınağın tepesindeki taş disk yapıdır ve Kuzey Hindistan tapınaklarında yaygındır.

5-Kalasha: Tapınağın en üst noktasıdır. Genellikle Kuzey Hindistan tapınaklarında görülür.

6-Antarala: Giriş diyebileceğimiz bu bölüm garbhariha ile tapınağın ana salonu (mandapa) arasında  bir geçiş alanıdır.

7- Jagati: Oturmak ve dua etmek için yükseltilmiş  bir platformdur ve Kuzey Hindistan tapınaklarında yaygındır.

8-Vahana: Tapınağın önüne eksenel olarak yerleştirilmiş bir sütun ile tapınağın ana tanrısının bineğidir.

Khajuraho Tapınağı

Tapınak Mimarisi Stilleri 3 ‘e ayrılabilir.

Ülkedeki iki geniş tapınak düzeni Kuzey Hindistan’da  Nagara ;Güney Hindistan’da Dravida olarak bilinir. Üçüncü Vesara stili  Nagara ve Dravidian tarzının birleşimidir.   

1-Dravidian Tarzı: Bu tarz Güney Hindistan’daki tapınaklarında görülür. Dravid tarzı tapınaklar ilk olarak Pallava Krallığı döneminde inşa edilmiştir. Tamil Nadu eyaleti bu tarz inşa edilen tapınaklar yönünden zengindir.

Tapınak etrafı birleşik bir duvarla kapalıdır. Gopuram olarak adlandırılan giriş kapısı ön duvarın ortasında bulunur. Garbhagriha vimana adı verilen pramidal bir yapı olan kulenin içindedir ve tapınak kompleksinin içinde bir su havuzu bulunur. Dravida tapınak mimarisindeki Vimana, kuleler piramit görünümdedir.                                                         

Dravida Stili Tapınak mimarisinde inşa edilen Tapınak örnekleri: Rajarajeshwara Chola tarafından inşa edilen Tanjore’daki Brihedeshwara Tapınağı, Narasimhavarman II (Pallava Kralı) tarafından yaptırılan Mahabalipuram Shore Tapınağı ve Nayaka Hükümdarları tarafından yaptırılan Madurai’deki Meenakshi- Sundareswara tapınağı bu tarzın örneklerindendir.

2-Nagara Tarzı: Kuzey Hindistan’da görülen tapınak mimari stilidir. Tapınağın etrafı kapalı değildir ve tapınak yüksek taş bir platform üzerine inşa edilmiştir. Bu tarzın ayırt edici özelliği, shikhara/ vimana’nın eğrisel şekilli olmasıdır. Tapınakta boyutlarına göre farklı isimlendirilen  sütunlu salonlar (mandapa) bulunur. Ayrıca garbhagriha ve mandapa arasında bir geçiş (amalaka) mevcuttur.  

Nagara stili Kuzey Hindistan tapınak örnekleri, Chandela hükümdarları tarafından inşa edilen Khajuraho’daki Kandariya Mahadeva Tapınağı, Solanki Hükümdarları tarafından inşa edilen Gujrat, Modhera’daki Güneş Tapınağı ve Doğu Ganga Hanedanı I. Narasimhadeva tarafından yaptırılan Konark’taki Güneş Tapınağı 

3-Vesara Tarzı: Dravida ve Nagara tapınak mimarisinin karışımı ile inşa edilen tapınaklara Vesara stili tapınaklar denir.  VII.yy ortalarında Chalukya Hanedanlığı döneminde geliştiği için bu tarz Chalukya mimarisi olarakta adlandırılır.  Bunlar daha çok Karnataka-Deccan bölgesinde görülür.  Bu stilin ana özelliği Nagara tarzı shikharası ve Dravidan tarzı sütunlu bir salonu olmasıdır. 

Vesara stili tapınak mimarisinde inşa edilen tapınak örnekleri : Aihole, Karnataka’daki Lad Khan tapınağı, Chalukya Hanedanı Kralları tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca Chalukya kralı Vikramaditya II’nin Kraliçesi Loka-Mahadevi tarafından yaptırılan Pattadakkal’daki Virupaksha tapınağı ve Rahstrakuta hükümdarları tarafından yaptırılan Ellora’daki Kailshnatha Tapınağı

  Resmi tapınaklar dışında önemli bir diğer tapınak modeli yol kenarı tapınaklarıdır. Bu tapınakların kolay ulaşılabilir olması, herkese açık olması onları daha cazip hale getirmektedir. İbadet eden ve Kutsal arasındaki alan kısadır ve aracılık yapan bir din görevlisi yoktur. Bu tapınaklar basit ve gösterişsiz yapılardır.

Hindular için Tanrı ile birleşme, bir araya gelme sadece tapınaklara gitmek ile  gerçekleşmez. İbadet evlerde, yol kenarı tapınaklarında ve hac yerlerinde de yapılır. Bu hac alanları kutsal nehirler ya da imar edilmiş yapılar olabilir.

Ancak Hindular için en önemli tapınaklar evleridir. Bu iş için evde odanın bir duvarında bir niş ve bir tanrı tasviri olması yeterlidir. Hatta bir odayı ibadet için ayırabilmektedirler. Tapınakta yapılan ritüelin daha sadesi evin reisi tarafından uygulanır.  

 Bütün dinlerde olduğu gibi fikir ve inançlarını  yansıtan ve insanla tanrıyı bir araya getiren kutsal yapılar olan tapınakların Hindular için Tanrının evi olma özelliğini taşımasından dolayı  daha da önemli olduklarını söyleyebiliriz.

Kaynakça

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/277101,Doç. Kemal Uludağ, Hinduizm ve Terakota Tapınaklar
http://dergipark.gov.tr/cuilah, Nermin Öztürk, Yol Kenarı Tapınaklar
https://hintmimarisi.wordpress.com/ Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü İÇT 211 Mekan Tasarım Tarihi Dersi 2020-2021 Güz Dönemi grup ödevi  

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Aktiffelsefe olarak ilkelerimizden biri karşılaştırmalı incelemedir. Felsefeler, bilimler, inançlar ve sanatların karşılaştırmalı incelemesiyle bütünsel bir bakış sağlamak amacındayız. Bu alandaki başlıca çalışmamız, “Doğu ve batı felsefesine göre insan nedir?” başlıklı temel felsefe seminer dizisidir. Siz de aramıza katılmak isterseniz  daha ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

Renklerin Dünyası Hindistan

Sanskrit Dilinin Eski Dünya Toplumlarına Etkisi

Hint Bilgeliği : Upanişadlar

Hakikat Yolunda Bir Yolcu: Gandhi

Bharat Natyam : Kadim Hint Dansı

Felsefe Nedir?

gtag('config', 'AW-802439404');