Eski bir Hint kitabında insan başarısını engelleyen dört büyük düşmanın olduğu yazılıdır der Ernest Wood. Bunlar: uyuşuk kalp, insan arzuları, karışık bir zihin ve Brahman dışında bir şeye bağlılıktır.

Bizler bu yazımızda tek tek irdeleyelim dedik bizi başarısızlığa götüren bu dört büyük düşmanı:

Uyuşuk kalp… Ah o uyuşuk kalp… Hepimizin en büyük düşmanı o. Bedenin ve eylemlerin tembel olması durumudur kalbin uyuşukluğu. En büyük sıkıntımız değil mi gerçekten de?  Herkes kendine tam olarak tembel diyemeyebilir belki.  Ama baktığımız zaman birçok başarısızlığımızın arkasında ertelemelerimiz, pes etmelerimiz, çabasızlığımız yatar. Bunların hepsi de tembellikten kaynaklanır.

Ernest Wood uyuşuk kalpten kurtulmak için fiziksel olarak gelişmemizi tavsiye eder. Fiziksel gelişim; düzenli bir yaşam, yeterli spor, beslenme ve dinlenmeyi gerektirir der. Alıştırma yaparak fiziksel gelişimimizi tamamlayacağımızı ve böylelikle tembellikten kurtulacağımızı söyler.

“İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…” (İçimizdeki Şeytan-Sabahattin Ali)

İnsan arzuları ise, duyguların haz ve acı tarafından kontrol edilmesi demektir. Kendimizi en kontrol edemediğimiz zamanlar geçici bir zevke ya da acının ellerine düştüğümüz zamanlar değil midir? O anlarda irademiz devreden çıkar, yalnızca yoğun duygularımız konuşmaya başlar. Tabii ki artık yaptığımız eylemde başarıyı elde etmek imkansıza dönüşür.

Ernest Wood arzularımızı kontrol etmemizi söyler. Arzuları kontrol etmek, onları yok saymak değildir der; onları ayarlayabilmektir. Böylece arzularımız irademizi bastıramayacak, başarı bize uzak ve ulaşılmaz bir ada gibi görünmekten çıkacaktır.

“Bu dünyada bedeninden henüz kurtulmamış olan, ama buna rağmen arzunun veya öfkenin yol açtığı bir anlık duygulara karşı koyabilecek güce sahip bulunan insan, içsel (hayatın tadına varmış) bir insandır, mutlu bir insandır.”(Bhagavadgita)

“Tutkulardan arınmış olan zihin güçlü bir kaledir, insa­nın sığınabileceği ve içindeyken hiçbir şekilde saldırı­ya uğrayamayacağı daha sağlam bir yer yoktur.” (Marcus Aurelius)

Büyük düşmanlarımızdan üçüncüsü olan karışık zihin de, kalıcı olan ve birliği amaçlayan bilgelikten hala yoksun olan zihin demektir. Zihnimizin içinde ne çok düşünce var değil mi? Kimisi gerçek bir bilgeliğe ulaştıracak şeyler olsa da birçoğu gereksiz yere zihnimizi yoran düşüncelerdir. Kafalarımız sürekli çalışır ama bir sonuca ulaşmak şöyle dursun sonucu hedeflemeyi bile düşünemez karışıklık yüzünden.

Zihni berraklaştırmanın yolu da tıpkı fiziksel gelişmede bedenin geliştirilmesi gibi alıştırma, beslenme ve dinlenmeden geçer Ernest Wood’a göre. Zihnimizi ne kadar sakinleştirirsek başarıya o kadar ulaşacağımızı söyler yazar. Bunun için önce bedenimizi sakin tutmamızı sonra da zihnimizi kontrol etmemizi tavsiye eder.  Sakinlik düzenli ve seri hareketlerle uyumlu olabilmektir yazara göre. Zihnin kontrolü ise, açık düzgün, parlak ve canlı düşünceler, hızlı ve dayanıklı zihin demektir. Bu ikisini bir arada yapabildiğimizde başarıya artık çok daha yaklaşacağızdır.

Zihninde bir düşünce trafiği varsa asla olanı göremezsin, başka bir şey görürsün. … Zihin bir yargıçtır; sadece ona uygun olana, onunla uyumlu olana, onu besleyene, onu güçlendirene izin verir. (Modern Dünyada Kusursuz Farkındalık-Osho)

Son büyük düşman ise Brahman dışında bir şeye bağlılıktır. Burada Brahman’dan kasıt bir tanrı, bir yaratıcıdan ziyade evrimleştiren, büyüten ve genişleten bir varlıktır. Brahman kavramının yerine bizi geliştiren varlığın ne olduğunu tespit etmek kendimize kalmıştır. Bize düşen, birçok faydalı şeyden kaçan ‘ben’imizi; geliştiren ne varsa ona yönlendirebilmektir.

Brahman dışında hiçbir şeye bağlanmadan, asla arzulamadan, çalışıp pratik edersek, kısa bir süre içinde başarılı olacağımızı söyler Wood. Engeller kaldırıldığı zaman hayat kendi kendine gerçekleşecektir der.

Düşmanlarımızı ortadan kaldırmanın vakti değil mi o zaman? Hepimizin ortak düşmanları olan tembellik, arzular, karışık zihin ve bizi geliştirecek şeylerden uzak durma hali… Hadi hep birlikte onlardan kurtulalım. Amaçladığımızı başardığımız günlerde buluşalım…

KAYNAKÇA:

  • Wood E. Zihinsel Konsantrasyon (Çev: Eray Öztürk) Yeni Yüksektepe Yayınları: Ankara

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');