Kimi düşünüre göre, insan başkaldıran yaratıktır. O, başkaldırdığı sürece insandır. Ne kadar doğru bir düşüncedir tartışılır. Ama bir yerlerde doğruluk payı illa ki vardır.

Yunan mitolojisindeki başkaldırıcılardan biri ise Prometheus’tur. Genel kabule göre Prometheus, insanı yaratan, kaderini belirleyen ve zalim tanrılara karşı insanoğlunun yanında bulunan bir titandır. O, başkaldırısını insanlık adına yapmıştır. Nasıl mı?

Tanrılar tanrısı Zeus aklıyla öne çıkan en güçlü tanrıdır mitolojiye göre. Zamanında babası Kronos’u devirip başa geçmiş ve tüm tanrıları kendine bağlamıştır. Akıl onunla özdeşleşmiştir ama bir grup titan vardır ki tanrılardan bile akıllıdır: Prometheus ve kardeşleri.

Prometheus’un adının anlamı önceden gören demektir. O aklı sayesinde bir öngörüye sahiptir ve adımlarını buna göre atmıştır. Her ne kadar başkaldıran bir yapısı olsa da tanrılarla titanların savaşı sırasında ataları titanların tarafını tutmadan tarafsız kalmıştır. Çünkü savaşı tanrıların kazanacağını biliyordur. Bu bir korkaklık değildir ama. Prometheus dedelerinin öcünü alacaktır tanrılardan.

Tarafsızlığı sayesinde tanrı Zeus yanına almıştır Prometheus ve kardeşlerini. Prometheus ise başlamıştır intikam hazırlıklarına. Önce babası Kronos gibi devrileceğini bildirmiştir Zeus’a.  Ve  sonra tanrılara baş belası olacak insanları yapmıştır. Zeus kızmıştır buna. Zaten kendisi ile özdeşleşen aklın başkasında da olması yeterince kızdırıyordur onu. Bir de insanlığın ortaya çıkması ve onların gittikçe artan yetenekleri iyice çileden çıkartmıştır Zeus’u.

Prometheus insanları yaparken, onlara tüm varlıklardan üstün olmalarını sağlayacak bir şeyi vermiştir: Ateşi… Böylece insan; yemeklerini pişirebilecek, demiri işleyebilecek, çeşitli aletler yapabilecektir.

Zeus her ne kadar hoşlanmasa da insanlardan, bir arada sükunetle yaşamaya devam etmiştir insanlarla tanrılar… Ta ki kurban olayına kadar:

Bir boğa kesilmiş ve bunun Tanrılarla insanlar arasında hakkaniyetle paylaştırılması gerekmiştir. Bu işte hakemliği Prometheus yapacaktır. Prometheus hem insanları korumak hem de Zeus’u aldatmak istediği için, kemikleri bir yağ tabakasıyla kaplamış, eti ve bağırsakları da işkembeyle örtmüştür. Yağın çekiciliğine kapılan Zeus, tanrılar için kötü payı seçip, insanlara eti ve bağırsakları bırakmıştır. Zeus bu seçiminden dolayı arkasından kendisine kahkahalarla gülen Prometheus tarafından aldatıldığını anlayınca, “etlerini çiğ çiğ yesinler” diyerek bağırmış ve tüm insanlığı onlardan ateşi almakla cezalandırmıştır… Peki, ateş insandan alındığı zaman, onu diğer varlıklardan üstün kılan yön ne olacaktır? İnsanlar da artık hayvanlar gibi karanlıklarda mağaralarda yaşayacak ve medeniyetten uzak kalacaktır. Bu kurnaz paylaşımın sonucu, insanlık için katlanılabilir değildir. O yüzden Prometheus, baş tanrı Zeus’un emrini insanlar için kasten hiçe saymıştır ve yapmıştır başkaldırışını; ateşi gökten çalmıştır ve insanı kurtarmıştır. Zeus, ateşin yeryüzünde yeniden yandığını gördüğünde intikam yemini etmiş; Prometheus’u cezalandırmıştır.

İnsanlardan uzak, Kafkas Dağlarında sarp bir kayalıkta zincirlere vurulmuştur Prometheus… Bir kartal her gün gelip onun karaciğerini yiyecek, yenilen ciğer her gün tekrar büyüyecek ve dondurucu soğuk ve ayazla mücadele eden Prometheus’un acısı hiç dinmeyecek; sürekli yenilenen bir işkenceye dönüşecektir.

Prometheus tüm bu acıları yaşayacağını bile bile yapmıştır her şeyi. Bir yanda intikamı olsa da bir yanda da insanlık adına çalışmıştır o.

İşte mitolojide Prometheus’un hikayesi budur. Daha doğrusu anlatılan hikayelerden bir tanesi budur. Çeşitli halleri vardır bu hikayenin. Ama mitolojinin gerçekliği ya da olayın nasıl olduğu değil ne anlatmak istediğidir bizler için aslolan…

İnsanlığa verilen ateş bilgiyi temsil etmektedir. Prometheus tanrılara başkaldırıp ateşi çalarak insanlara verilebilecek en güzel hediyeyi, bilgiyi, vermiştir aslında. Bu başkaldırış tanrılara yapılan isyandan ziyade bir iyiliktir insanoğluna…

Başta dedik ya insan başkaldıran bir yaratıktır kimilerine göre. Evet bizler başkaldırabiliriz insanlık adına. Ama toplumda var olan düzen ya da düzensizlik değildir başkaldıracağımız. Kendi içimizdir. Çünkü insan değişirse toplum değişir.

O zaman başkaldıralım; içimizdeki kötülüğe, adaletsizliğe, huzursuzluğa… Ateşi verelim kendimize… Bilginin ışığıyla aydınlanalım…

Ruhumuzdaki kötülüklere başkaldırıp içimize iyinin bilgisini yayabilmek dileğiyle…

KAYNAKÇA:

  • Hacımüftüoğlu E.(2018). Prometheus’den Halife’ye… Doğu Ve Batı’nın İnsan Tasavvurları. Dergipark İnternet Sitesi
  • Aiskhylos. (2019). (Çev. Azra Erhat). İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');