Nefs etimolojik olarak kendilik anlamına gelmektedir. Genel olarak nefs ile ruh kavramlarının sözlük anlamlarına bakıldığında can, canlılık ve özü ifade etmesi açısından bir benzerlik bulunmakla birlikte terimsel olarak ruh, bedene hayat veren bir şey olarak görülürken; nefs beden üzerinde tesirde bulunan kuvvetleri olan latif bir cevher olarak ifade edilmektedir.

Nefs, cisimsel olandan farklı bir varlık olsa da cisimler dünyasında yaşayan insan, cisimsel olmayan nefsi ancak onun cisimsel olana tezahürü yoluyla görebilmektedir.

İbn Sina’ya göre nefs, evrendeki tüm organik cisimleri kapsayan bir kavramdır. En yüksekten gezegenler ve yıldızlardan başlayarak yeryüzündeki en küçük cisme kadar her varlık birer nefstir.  İbn-i Sina nefs kavramını varlık mahiyeti bakımından ikiye ayırır: göksel nefs, yersel nefs. Ay üstü alem olarak isimlendirdiği göksel nefs, metafiziğin konusudur. Ay altı alem  ise doğa ilminin konusudur. Yersel nefsler ve göksel nefsler arasında tür farkı olduğu için aynı tanımda birleştirilemezler.

Göksel nefs cisimsel olmayan ilk akıldan meydana gelen ilk nefsin (tözün) cisimsel olan ilk feleğe temas etmesi sonucu oluşur ve ardından aşağı doğru sûdûr ederek kendinden bir sonraki göksel nefsi oluşturur. Aşağı doğru taşarak oluşan bu semavi nefisler bütünü (külli nefs), İslam literatüründe melekler olarak ifade edilen Ruhani varlıklardır ve evreni bir arada tutan ve dağılmasını engelleyen güçtür.

İbn Sina’ya göre insan cismani bir cevher olan beden ve cismani olmayan bir cevher olan nefsin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Bu birleşmeden meydana gelen insan, Ay altı alemdeki varlıkların en üstüdür ve bu üstünlüğünün kaynağı onun akıl gücüdür.

Filozof, Kitabu’ş Şifa isimli eserinde nefsi, bedenin yetkinliği olarak tanımlamıştır. Bedenin, içinde nefsi olmadan hiçbir canlılık göstermeyeceğini belirtmiştir. Bedeni, bedenin arzularını ve düşüncelerini işleve koyup yürüten nestir. Nefs bedenin hareket ettiricisidir ve fakat onun bir parçası değildir.

İbn Sina’ya göre nefs, insanın zatı, özüdür. İsteyen, irade eden, işleve koyan ve işleve koyduğu bu fiillerin üzerinde akıl yürüten yegâne varlık nefstir.

Ay altı âlemde insan varlığını ontolojik olarak üç katmanda değerlendirmiştir:  bitkisel nefs, hayvani nefs, insani nefs.

Bitkisel nefs, insanın yeme içme, büyüme ve üreme yetilerine sahip kısmıdır. Hayvani nefs, hareket ve irade etme yeteneğine sahiptir.

İnsan varlığının son katmanını ise insani nefs olarak isimlendirmiştir. İnsanın başta akletme/ düşünme yetileri olmak üzere tüm “ insani” yetilerini insani nefsin yetileri olarak saymıştır. 

Kindi’ye göre ise nefs, özü itibariyle akli, işlevi itibarıyla cismani varlıkları yetkinliğe ulaştıran varlık alanıdır. Kindi felsefesinde, bir bedene ve bir nefse sahip olan insanın bedenin olumsuz güçlerinden kurtulması ve özsel yetkinliğine ulaşması nefs ile mümkündür. Nefs olmadan arzu ve öfke kuvvetlerine sahip olan bedenin isteklerine engel olmak mümkün değildir.

Kindi’nin nefs konusunu detaylı bir şekilde ele aldığı eseri “Risale fi’n- Nefs/ Nefs Hakkında Risale”dir.

Kendisinin bizzat tercümesinde başkanlığını yaptığı Esûlûcya’ya bakıldığı zaman, Empedokles, Platon, Aristo, Pisagor, Plotinus gibi filozofların nefs ile ilgili görüşlerine yer verdiği ve benimsediği görülmektedir. Kindi, kendisinden önce var olan eklektik geleneği devam ettirmiş; eserlerinde kendine özgün felsefi düşüncelerinin yanı sıra bu filozofların görüşlerini de takip etmiştir.

Kindi nefs ile ilgili filozofların görüşlerini ele alırken, bu görüşleri bir düzen ve tertip içerisinde, külli’den cüz’i ye giden bir yöntemle ortaya koymuştur. Örneğin, Kindi, nefs’i ilk etapta külli boyutta ele almış, onun ontolojik olarak basit, cevheri itibariyle de ilahi ve Ruhani olduğunu beyan etmiştir. Daha sonra Platon üzerinden nefs konusunu değerlendiren Kindî, burada insan üzerinde etkin olan öfke, arzu ve akli güç ayrımları temelinde “akli nefs’e” vurgu yapmıştır. O, son olarak, Pisagor üzerinden söz konusu “akli nefs”in kirlenebileceğine ve insan üzerindeki etkisinin zayıflayacağına işaret etmiştir. Bu manada, özellikle “Risale fi’n-Nefs/ Nefs Hakkında Risale” dikkatlice okunduğunda eserin kendi içerisinde kronolojik yaklaşımla kaleme aldığı görülecektir.

Kindi’ye göre nefs, basit, şerefli ve yetkin olması itibariyle cevheri Yüce Yaratıcı’dan gelmiştir. Nefs, cisimden bağımsız olduğu gibi ilahi ve ruhani özelliklere sahiptir. Kindi felsefesinde beden ontolojik boyutta nefs’ten aşağı ve olumsuz niteliklere sahip bir varlıktır

Filozofa göre, insan üzerinde etkili olan iki güç vardır: Bunlardan biri külli boyutta nefs, değeri cüz’i boyutta bedendir. Nefs’in rolü, bedenin insan üzerinde arzu ve öfke güçlerinin egemenliğini engellemek, bu güçler vasıtasıyla insanın ulaşacağı kötülüklere mani olmaktır. İnsanı arzu, öfke, kin ve intikama sürükleyen nefs değil, bedendir.

Kindi felsefi risalelerinde “ Nefs, basit, şerefli ve yetkindir, değerli ve büyüktür. Güneş ışığının güneşten gelmesi gibi, onun cevheri de şanı da yüce Yaratıcı’dan gelmektedir. Yapısının şerefli oluşundan ve bedende açığa çıkan arzu ve öfke güçlerine zıt bir karaktere (tıba’) sahip bulunuşundan anlaşıldığı üzere bu nefs, cisimden bağımsız, ona aykırı; cevheri de ilahi ve ruhanidir. Çünkü öfke gücü bazen insanı tahrik ederek çok kötü işler yapmaya sevk eder, fakat bu nefs ona karşı koyar ve öfkenin yapmak istediğine engel olur veya süvarilerin sert başlı atı dizginle zaptettiği gibi, o da insanın kin ve intikam duygusuna kapılmasını önler ” 

Kindî’ye göre öfke ve arzu güçleri bedenle beraber ortaya çıkan ve bedenin varlığını devam ettirebilmesi için gerekli olanakları sağlayan kuvvetlerdir. Öfke güçleri ve arzu güçleri bedenle birlikte ortaya çıkmakta bedenle birlikte yok olmaktadır.

Ona göre insanı kötülüğe sevk eden bedendir; nefs değildir. Beden kötülüğe sevk eden, ilahi ve ruhani olmayan varlık iken; nefs iyiliğe sevk eden ilahi ve ruhani varlıktır. 

Kaynakça:

  • İbn Sina’nın Nefs Kavramı ve Modern Psikolojideki Ego Kavramının Benlik Olgusu Bağlamında Karşılaştırılması/ Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi/ Sümeyye Nur Külçe
  • İbn Sina’da Ruh- nefs kavramı ve Ruh Kasidesi Bağlamında Ruhun Bedenle Olan Münasebeti/ Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi/ Emine Taşçı Yıldırım
  • Kindi Nefs, Beden ve Kötülük Makalesi/ Ankara Sosyal Bilimler Üniv. Dini İlimler Fak./Dr.Öğr. Üyesi Mehmet Murat Karakaya

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');