Filozofların çalışma alanlarını hep var oluş, din, siyaset gibi konular mı oluşturmaktadır? Onlar da daha günlük olaylar hakkında konuşup düşünmüşler midir acaba? Bu sorulara hayır demek imkansız gibi bir şey. Tabiki de her biri gündelik konular hakkında tartışmıştır. Özellikle Stoa felsefesi günlük yaşama daha fazla inmiş; düşünürleri, bugün bile rahatça anlayıp kabul edebileceğimiz sözler söylemişlerdir.

Peki insanın yaşam serüveninde karşısına çıkan evliliğin yeri var mıdır felsefede? Acaba filozoflar bununla ilgili birkaç kelam etmişler midir?

Araştırmalara bakıldığında evlilik pek de meşgul etmemiştir felsefecilerin gündemini. Ama tabi bir yerlerde bir zamanlar evlilik konusu da konuşulmuştur filozoflar arasında. Özellikle Stocılar ve bir kısım filozoflar evlilik hakkında görüşlerini dile getirmişlerdir. Bakalım neler demişler?

Antik Yunanda da Roma’da da evlilik, birlikte yaşamak ve çocuk dünyaya getirmek amacıyla yapılan onurlu bir eylem olarak kabul edilmiştir.  Sokrates, insanın evlense de evlenmese de pişman olacağını söylemiştir. Eretrialı  Menedemos erdemli olmak için evlenmek gerektiğini söylerken Sinoplu Diogenes hiçbir zamanın evlilik için uygun olmadığını söylemiştir. Platon, Aristoteles, Antisthenes ve Stoacılar bilgenin evlenmesini ve politik yaşama katılmasını gerekli bulmuşlar buna karşılık Epikuros bilgenin evlenip çocuk sahibi olmayacağını belirtmiştir.

Stoacılar genel olarak “bilge evlenecek ve çocukları olacaktır” ifadesiyle evlilik yanlısı olduklarını göstermişlerdir. Roma Stoasının Sokrates lakaplı filozofu Musonius Rufus, evlenmenin yararlarını ve birlikte yaşamanın yol açacağı mutluluğu hem doğal yollarla temellendirmiş hem de bu duruma ilişkin çok sayıda örnek sunmuştur. Musonius’tan yoğun şekilde etkilenmiş görünen Stoacı Hierokles evliliği ve bir eşle paylaşılan yaşamı yüce bir iyilik ve bir yükümlülük olarak görmüştür. Stoacı filozoflardan Seneca ise evliliğin bir yük olduğunu belirtmiştir. Son Stoacı Marcus Aurelius Düşünceler’de doğrudan evlilikten bahsetmese de, yakınlıkların ve akrabalıkların insan doğasının gereği olduğunu vurgulamıştır.

Evlilikle ilgili eserler verilmiş midir acaba diye dönüp baktığımızda Musonius Rufus’un Evliliğin Temel Amacı adlı eseri ve Plutarch’ın Gelin ve Damada Tavsiyeleri çıkar karşımıza.

Stocılar ve özelde Musonius Rufus evliliğin insan doğası gereği olduğunu ve ayrıca evlenmenin bir yükümlülük olduğunu belirtmişlerdir. Onlara göre evlilik doğal olarak vardır ve doğaya uyan insan evlenmeyi yükümlülüğü olarak kabul etmelidir. Musonius, evliliğin doğal olduğunu şöyle temellendirmiştir: 

 “Eğer doğaya uygun şeyler varsa, evlilik kesinlikle bunlardan biridir. Zira insanı  yaratan, ırkımızı erkek ve dişi olarak ikiye bölüp, her bir varlığa güçlü bir birliktelik ve birleşme arzusu verirken erkeğin kadına, kadının da erkeğe sürekli  özlem duymasından başka neyi amaçlamış olabilir? İkisinin birlikte yaşayıp beraber çalışmalarının ve çocuk sahibi olup onu birlikte yetiştirmelerinin, türümüzün devam etmesi için gerekli olduğu açık değil midir? “

Evliliğin doğaya uygun yaşamda olağan bir eylem olduğunu belirten Musonius, bir yükümlülük olarak evliliği de şu şekilde açıklamıştır:

“Evini korumak için yapılması gereken ilk şey evliliktir. Kim evliliği yok ederse,  evini, devletini ve insan ırkını yok eder. Çünkü üreme olmazsa insan ırkı yok  olur, adil ve yasal bir evlilik olmazsa da üreme olmaz. Açıktır ki aileler ve devletler yalnızca kadınlardan ya da erkeklerden oluşmaz, onların birlikteliği bunları var eder. Kadın ve erkeğin birlikteliğinden daha gerekli ve daha uygun bir  ortaklık bulunmaz.”

Fakat evlilik yalnızca doğaya uygun yaşamdan ve yükümlülüklerden kaynaklı olmayacaktır filozoflara göre. Zira Musonius da  Plutarch da koşulsuz sevgi, birlikte ortak bir yaşam  ve karşılıklı uyumdan sıkça bahsetmişlerdir eserlerinde.  Her iki filozof da evliliği, her durumda birbirini gözeten ve kusursuz bir sevgiyle birbirlerine bağlanan çiftlerin bedenleri de dâhil her şeyde ortaklaştığı mükemmel bir uyum olarak düşünmüştür. Musonius’a göre erdeme doğal bir eğilimi bulunan ruhlar, evliliğe en uygun olanlardır.

Az önce de söylediğimiz gibi Plutarch da evliliğin uyumla ilgili yönünü vurgulamıştır sıklıkla. O ‘Gelin ve Damada Tavsiyeler’inde şunları söylemiştir:

“Aynı zamanda Musalar(Yunan mitolojisinde kardeş tanrıçalar) sizinle olsun ve Aphrodite sizi birleştirsin diye dua ediyorum; zira onların görevi lyra ve kitharayı ayarlamaktan çok evdeki konuşma, uyum ve felsefe vasıtasıyla evliliği yönetmektir. Eskiler evlilikte memnuniyetin her şeyden çok onun sözlerine ihtiyaç duyduğunu bildiklerinden Hermes’i Aphrodite’nin yanına yakıştırırlar. Ayrıca evliler, birbirlerinin isteklerini kavga ederek ve çekişerek değil, rızayla gerçekleştirsinler diye Peitho (ikna tanrıçası) ve Kharitler (uyum ve güzellik tanrıçaları) de onların yanında bulunurlar”

Çiftlerin uyumu için temennilerde bulunduktan sonra ilerleyen satırlarda öğütlerini söylemiştir Plutarch:

-Çiftlerin özellikle evliliklerinin başlangıcında anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklara çokça dikkat etmesi gerektiğini öğütlemiş,  eğer bu dikkati sağlarlarsa zaman geçtikçe birbirlerine sıkıca kenetleneceklerini belirtmiştir.

-Aşkın fiziksel çekimden öteye, aklın ve karakterin kontrolüne geçmemesi halinde evliliğin kolayca dağılacağından bahsetmiştir.

– Biri pes biri tiz olan iki ses uyum içinde seslendirildiğinde nasıl bir şarkı meydana getirirse, aynı şekilde makul bir evde yapılan tüm davranışlar iki tarafın anlaşmasıyla gerçekleştirilir demiştir.

-Rufus gibi uyum ve paylaşımdan çokça söz etmiş,  vücudun sol tarafındaki vuruşun sağ tarafa da nakledildiği gibi kadınla erkeğin duygularını paylaşmasını söylemiştir. Böylece tıpkı birbirine sarılmış iplerin birbirinden kuvvet alarak daha da güçlenmesi gibi, karşılıklı yapılan iyi niyetli paylaşımlarla her iki eş de tehlikeden korunabilecek demiştir.

-Bİr başka öğüdünde evlilikte kinin ve öfkenin olmaması gerektiğini belirtmiştir.

-Ve son sözlerinde de eşlerin bilgece tavırlar sergilemesini, bilgece konular konuşmasını öğütlemiştir.

Rufus da Plutarch da evliliği tavsiye etmiş ve onun en iyi biçimde olması için öğütler vermişlerdir. Bu öğütlere daha ayrıntılı baktığımızda kadının her zaman biraz geri konumda olduğunu görürüz. Yaşanılan dönem itibariyle normal karşılanan bu yazılar bugün haliyle birçok insanın tepkisini çekecektir. Bizler her iki filozofun da bugüne daha uyumlu olan ve uygulayabileceğimiz öğütlerini alıp sizlerle paylaşmaya çalıştık. 

Daha çok evliliği destekleyen filozofların görüşlerini alarak bir bakıma evlilik güzellemesi yapmışız gibi hissedilse de, derdimiz bu değildir tabiki de. Yalnızca filozofların düşüncelerini aktarmak ve aklında evlilik düşüncesi olan, hayatının bir yerine de felsefeyi almış olan siz sevgili okurlarımızın “buna ben de dikkat etmeliyim” diyebileceği birkaç cümleyi iletebilmektir amacımız. 

İnsan pek tabii yalnız da ilerleyebilir hayat yolunu. Biriyle ya da hiç kimse olmadan yürümek bizim elimizdedir.  Zaten bu yolda en büyük yoldaşlarımız erdemlerimizdir. Erdemlerimizi kaybetmeden yolumuzu yürüyebilmek dileğiyle…

KAYNAKÇA:

Sina A. (2018) Plutarkhos’un Evliliğin İlkeleri Eserinde Evlilik ve Kadın. Ankara Üniveristesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi

Molacı M.(2021) Evlilik Felsefe Yapmaya Engel midir? Academia isimli  internet sitesi

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');