Biz insanlar bedenlerimizin içinde sıkışıp kalmış varlıklarız. Kimimiz bedenimizin, hazlarımızın emrinden  çıkamazken kimimiz bedenimizden kurtulup ruhumuza ve böylece çok daha üstlere  ulaşmaya çalışır. Yani bilgeliğe… Bunun yolunun konsantrasyondan geçtiğini söyler Fernand Schwarz. Çünkü konsantrasyonla varlığın ya da konunun somut bilgisini de aşıp onun özüne ulaşırız.

Bedenlerimizin içinde sıkışıp kaldığımızda benliğimiz zihnimize de sirayet eder. Zihnimizi ehlileştirememişsek der Schwarz, onun üzerinde kontrolümüz yoksa yakıp yıkacaktır etrafı. Hem kendimiz için hem başkaları için ızdırap olacaktır.

Ama eğer zihnimizi eğitebilirsek, yani onu evrensel yasanın işleyişi için faydalı hale getirebilirsek, zihnimizin bütün eylemleri hem kendimiz hem de diğerleri için daha etkin ve verimli hale gelecek ve mutluluğu bulabileceğizdir. Fakat zihnimizi rahat bırakmayan, sürekli bir aktiviteye neden olarak zihnimizin bir şeye odaklanmasına izin vermeyen dikkat dağıtıcı unsurlar vardır. Bunlardan kurtulup evrensel yasaya uyum sağlamak için konsantrasyon çalışmamız gerekecektir.

Konsantrasyon için çalışmaya başladığımızda der Fernand Schwarz, zihnimiz en zorlu halindedir. Sessiz gibi görünür ama karmakarışıktır. Egomuz ön plandayken bilincimiz uzaklardadır. Zihin anda kalmakta zorlanmaktadır. Bu aşamayı ancak bu karışık bilinç durumundan çıkmaya karar verdiğimizde geçebiliriz.

Kararı verdiğimizde artık egomuzu yönetmeye başlayabileceğiz. Hafızamız gelişecek, bilincimiz geri gelecek ve zihnimiz daha huzurlu olmaya başlayacak. Bu yola çıktığımızda yani konsantrasyonumuzu geliştirmek için çabalamaya başladığımızda, kaybettiğimiz zamanı telafi edebilmek için enerji ve çaba harcayacağız.

Gün geçtikçe enerji ve çaba gereksinimi azalacak, çünkü zihnimiz sakinleşmeye başlayacak. Fakat yolumuzda egomuz bizi hep geri döndürmeye çalışacak. “Küçük bir sonuç için büyük çabalara ne gerek var” diyecek. Ama durum böyle değildir. Schwarz der ki; herhangi bir spora başladığımızda başta vücudumuz çokça ağrısa da zamanla ağrılarımız hafifleyecektir çünkü vücut buna alışacaktır,  zihnimiz de böyledir. Başta zorlansa da sonrasında odaklanmayı öğrenip rahatlayacaktır. Yeter ki antrenmanlarımızı düzenli bir şekilde yapabilelim. 

Bir süre çalıştıktan sonra zihnimiz yavaş yavaş huzuru bulacaktır. Fakat bu kısa sürede olmayacaktır. Dağıtıcı unsurlar hala çevremizde olacaktır. Bu yüzden rehavete kapılıp “tamam ben oldum” dememek gerekir der Fernand Schwarz. Çünkü bu sadece bencil bir hazdır. İçimizdeki gücün farkına varmış olmamız bizi rehavete, gevşekliğe sürükleyecektir. Gevşekliğe düşersek harcadığımız çaba boşa gidecektir. Bu yüzden merkezde kalmalı, zihnimizi dağıtan unsurlara karşı koymalıyız.

Konsantrasyonu geliştirme yolunda ilerlerken hafızamızı da kullanmalıyız. Çünkü konsantrasyon, hafıza gerektirir. Bir nesneyi bir olayı hatırlamak için hafızaya ihtiyacımız vardır. Hafızanın yanında uyanıklık da olmalıdır.

Uyanıklık gerçek bir dikkat ve hakimiyet durumudur der yazar. Hafıza, uyanıklıkla birlikte çalıştığında çaba gerektirmeksizin doğru konsantrasyonu getirir. Bunu yapabildiğimizde bilincimiz de daha etkin hale gelir artık. Kontrol ondadır, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz arasında bir uyanıklık ilişkisi geliştirmeye başlamıştır. Artık düşüncelerimizin konusunu belirleyebilmeli ve eylemlerimizi ona göre şekillendirebilmeliyiz. Bilincimiz uyanık ve aktiftir. Zihnimizi dağıtan unsurlar etrafımızdadır. Ama bilincimiz sayesinde onlar bize bir şey yapamayacaktır.

Zihnimiz, bilincimizi bir hoca gibi dinlemeye başladığında konsantrasyona ve dolayısıyla huzura ulaşabileceğizdir. Artık bilinç bizim hocamızdır ve etrafımızda yüzlerce köpek havlasa bile biz sadece bilincimizin sesini duyacağızdır. Çünkü dikkatimiz yalnızca ondadır. 

Bundan sonraki aşamalar artık daha üst aşamalardır. Fernand Schwarz’a göre tam bir vecd halini alabilen kişiler huzurla, öğrendiklerini ve deneyimlerini bir başkasına aktarmak için çabalayacaktır. Çünkü bilincin liderliğinde bilgeliğe ulaşabilmişlerdir. Ama hangi aşamada olursak olalım kendimizi geliştirme ve dönüştürme yolculuğumuz asla bitmeyecektir.

Bilgeliğe ulaşmak için konsantrasyonu öneren ve bunun aşamalarını anlatan Schwarz, günlük hayatta neler yapabileceğimizi de anlatır.

Tabi engellerimiz yanıbaşımızdadır. Bu engeller:  

-Bedenimizin atalet, sürekli heyecan ve tasasız hazlar peşinde olma eğiliminden kaynaklanan kararsız bir kalp,

-Duygusal dünyamızı değiştirerek harekete geçmemizi engelleyen tutkular

-Kontrol etmekte henüz yeterli olmadığımız için hala tembel ve tutarsız olan karışık bir zihindir.

Engelleri aşmak için basit egzersizler gösterir Fernand Schwarz. Bu pratikleri azim ve istikrarla gerçekleştirdiğimizde etrafımızdaki engelleri aşmaya başlayacak ve zamanla tam konsantrasyona ulaşabileceğizdir.

KAYNAKÇA:

  • Schwarz F. (2022) Konsantrasyon ve İçsel Uyanış. (Çev. Fatma Zeren Uğur-Nurten Karacan Özdemir) Aktiffelsefe Kültür Yayınları:Eskişehir

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');