Bazı kitaplar vardır, kısacıktır, ama yüzlerce sayfalık kitapların anlatamadığını bir çırpıda anlatıverir okuyucuya. Ve bazı insanlar vardır ki süslü kelimelere ihtiyaç duymaksızın en sade dilleriyle dokunuverirler insan ruhuna. Bizim de sıklıkla konumuza aldığımız Stoacılar ve eserleri böyledir işte. Hem günlük dilde konuşurlar hem de süslü kelimelerin dokunamadığı kadar dokunurlar hayatımıza.

Bu Stoacılardan biri de Seneca’dır tabii ki. Bu kez filozofun  “Mutlu Yaşam Üzerine” adlı eserini aldık elimize. Anlatmaya çalışacağız dilimiz döndüğünce.

Stoacıların dillerinde genel olarak doğaya uygun yaşam, akıl ve erdem kelimeleri vardır. Bunların üstüne kurmuşlardır felsefelerini.

Seneca der ki eserde, insan mutlu olmak için çoğunluğun arkasından gitmeyi zorunluluk olarak görmemelidir. Bu demek değildir ki herhangi bir rehber edinmeyelim kendimize. Amaçları olsun der insanın ve bu amaçları gerçekleştirmek için kendine sürüye uymak zorunda olmadan bir yol çizsin ve bir rehber alsın. Bu amaçlar da pek tabii akla ve doğaya uygun olsun der.

Kendini topluluğa uymak zorunda hissetmeyen insan kalabalıktan kurtulmalı ve kendi içine çekilmelidir der Seneca. Böylece çoğunluğun, yeryüzüne özgü, aslında hiçbir değeri olmayan birçok gereksiz şeye değer verdiğini, bu yüzden onlardaki dışsal unsurlara dayanan mutluluk görüntüsünün sahte ve geçici olduğunu anlayacaktır. Çünkü aslında yaşadığımız her şey gelip geçicidir elimizde kalan tek gerçeklik vardır bu da en yüce iyi olan erdemdir.

Uzunca bir süre haz ve erdemi karşılaştırır filozof eserde. Hazlarımıza egemen olmamızı çünkü onun asıl gerçeklik olmadığını söyler durur. Erdemli olmak insanı mutlu edebilecek tek gerçekliktir der. Zira hazzın peşinde koşarsak acıyla da karşılaşacağımızı söyler. Çünkü Seneca’ya göre “insan hazza üstün geldiği gün acıya da üstün gelecektir.”

“Aklını ölçüt olarak belirleyen, ahlaki doğruluğa önem veren, ölçüsüz hazları reddetmenin gerçek haz olduğunu bilen ve erdemli yaşayan insan gerçekten mutludur.”  Seneca’ya göre. Bu mutluluk hayatın sunduğu geçicilikleri reddettiği ve kaynağı sadece kişinin kendi özüne dönmesinde olduğu için, sarsılmaz ve değişmez niteliktedir der.

Ve ayrıca erdemlerin en üst düzeyde olması gerektiğini ancak böyle mutlu olunacağını savunmaz Seneca. Çünkü insanızdır ve hepimiz kusurlara sahibizdir. Yeter ki kusurlarımıza bilip onları değiştirmeye çalışalım der.

Çünkü filozofa göre “bilge bodur olsa da kendini küçümsemeyecek, ancak uzun olmayı isteyecektir. Bedenen zayıf ya da bir gözünü kaybetmiş olsa da güçlü olacak ancak sağlam bir bedeninin olmasını tercih edecektir.”  Bu örneklerle aslında içsel kusurlarımızı bilmek, onlara korkunç bir şey gibi davranmamak, onları daha iyiye çevirmek için uğraşmak gerektiğini anlatır Seneca.

Tüm kusurlarımızı bilip onları erdemlere çevirebildiğimizde ise daha iyi yaşayacağızdır artık. Bugün, dünden daha erdemli olmalıdır insan. Çünkü en yüce iyi erdemdir Seneca’ya göre. Ve gerçek mutluluk sadece erdemli yaşamdadır.

En yüce iyi sayesinde mutlu olmak dileğiyle…

KAYNAKÇA:

Seneca.(2022). Mutlu Yaşam Üzerine. (Çev. Cengiz ÇEVİK) İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

Yorum Gönder

gtag('config', 'AW-802439404');