Demosthenes-Cicero

Biyografi türünün babası sayılan Plutarkhos’un bu sıfatı almasının nedeni Paralel Hayatlar adlı kitap serisidir. Bu seride Plutarkhos biri Yunan diğeri Romalı olmak üzere tarihin ileri gelen isimlerini çiftler halinde ele alarak hayatlarını karşılaştırmıştır. 

Bizim yazımızda ise dizinin beşinci kitabı olan Demosthenes ile Cicero karşılaştırması ele alınacaktır. 

Yazar eserinde önce Demosthenes’in daha sonra da Cicero’nun özel hayatlarını ve siyaset hayatlarını anlatmıştır. Sonrasında ise ikisinin karşılaştırmasını yapmıştır. 

Demosthenes Cicero’dan yaklaşık 300 yıl önce yaşamasına rağmen ikisinin hayatları birbirine fazlasıyla benzerdir. İkisi de büyük ailelerden gelmemelerine karşın hırsları ve çalışmaları sayesinde hızla yükselmişlerdir. Dönemin en güçlü liderlerinin kimi zaman karşısında kimi zamansa danışmanları olarak yanında bulunmuşlardır. Her ikisi de sürgün edilmiş sonrasında ise vatanlarına geri getirilmişlerdir. Plutarkhos bu benzerlikleri gördükten sonra “Görünüşe bakılırsa Tanrı Cicero’yu Demosthenes’e benzeyecek şekilde yaratmış” demiştir.

Plutarkhos, Demosthenes’in ve Cicero’nun hatipliklerine büyük hayranlık duymuştur. Demosthenes’in doğumdan gelen bozukluklarına rağmen konuşmasını son derece geliştirdiğini ve böylece mahkemelerde güzel ve alımlı nutuklar atarak bütün rakiplerini yendiğini, isabetli savları ile bilgelerden üstün çıktığını anlatmıştır. Cicero’nun ise yine aynı şekilde çok okumuşluğu ve kültürü sayesinde çok iyi konuştuğunu fakat gösterişten de uzak kalamadığını belirtmiştir. 

Her ikisinin de konuşmalarından karakterlerini anlamanın mümkün olduğunu söylemiştir yazar. Demosthenes’in  nutuklarında gereksiz süslemelere ve neşeli bir üsluba rastlanmamıştır. O, yetenekle ciddiyeti bir araya getirmiştir. Karakterinin dillere destan sertliği ve aksiliği yazılarına da yansımıştır. Cicero’nun nutuklarında ise çoğu kez küfürbazlık mertebesine varan alaycı bir tavır göze çarpmaktadır. En ciddi konularda bile komik tekerlemeler söylemiş, alaycı yorumlar yapmıştır. Yine aralarında bir karakter farklılığı olarak şu söylenebilmektedir: Demosthenes eserlerinde kendini çok dikkatli bir biçimde ve ölçülüce övmüştür. Bunu yalnız gerekli bulduğu durumlarda yapmıştır. Tersine Cicero şöhret kazanma isteğiyle kendini abartılı bir şekilde övmüştür.

Plutarkhos iki hatibin de ülkelerinde ne kadar önemli  olduğunu şu cümlelerle söylemiştir: “Her ikisinin de yaratıcılığı ve siyaset alanında saygınlığı aynıydı. Öyle ki silahlara ve ordulara sahip güçlü liderler onlara ihtiyaç duyuyorlardı.” Zira yaşamlarına bakıldığında çeşitli yöneticilerin Demosthenes’e ve Cicero’ya yazdığı mektuplardan onların bu hatiplere ihtiyaç duydukları anlaşılmaktadır. 

Demosthenes ülkesinde, birbirine dava açan iki farklı kişinin aynı anda savunmasını yapmakla ve kraldan rüşvet almakla itham edilmiştir. Plutarkhos bunların ne kadar doğru olduğunu bilmediğini belirtmiştir fakat Demosthenes’in kral bağışlarını kabul ettiğini inkar etmemiştir. Karşılaştırmasında Cicero’nun ise ne kadar yükselirse yükselsin hiçbir zaman rüşvet almadığını, görevini her daim dürüstlükle yaptığını anlatmıştır. 

Hatiplerin ikisi de yine ortak bir şekilde ülkelerinden sürgün edilmiştir ancak Plutarkhos Demosthenes’in sürgününün küçük düşürücü olduğunu söylemiştir. Zira o rüşvet almakla suçlanmıştır. Oysa Cicero’nun sürgünü vatanına hainlik edenleri öldürmesi yüzündendir ki bu yazara göre son derece onurlu bir davranıştır. Bu yüzden de Demosthenes’in sürgününde halktan büyük bir tepki olmamıştır Cicero’nun sürgününde ise senato üyeleri bile kıyafet değiştirip matem tutmuşlardır. 

Demosthenes sürgün yıllarında siyaseti bırakmamış Yunan şehirlerini dolaşarak oradaki Makedon elçilerini kovmuştur. Cicero ise sürgün döneminde inzivaya çekilmiştir. Bu yüzden ülkesine geri döndüğünde, gayrinizami işler yapan genç Caesar’ karşı çıkmadığı için,senatoda eleştirilmiştir. 

Demosthenes sürgünden döndüğünde ülkesinde ihtişamla karşılanmıştır yine Cicero da Demosthenes’in hayatının bir tekrarı gibi sürgün dönüşü coşku ile karşılanmıştır.Fakat ölümleri konusunda Cicero maalesef ki acınacak bir haldedir. Zira Demosthenes öldürüleceğini anladığında önce tapınağa sığınıp tanrının ona dokunulmazlık sağlamasını beklemiş, bunun olmayacağını anladığında cellatların eline düşmemek için zehir içerek hayatına kendisi son vermiştir. Cicero ise yaşlı bir insan olarak öldürülmekten kurtulmak için korku içinde uşakları tarafından tahtırevan üstünde oradan oraya koşturulmuş ve sonunda yakalanıp öldürülmüştür. Plutarkhos bunun fazlasıyla acınası olduğunu söylemiştir. 

Bugün Demosthenes de Cicero da saygıdeğer görüşleriyle ve eserleriyle anılmaktadır. Onlar da herhangi bir insan olarak birtakım kusurlara sahip olsalar da hayranlık uyandıran ve örnek alınacak yönleri son derece fazladır. Her ikisine de saygılarımızı sunuyoruz. 

İyi olanın peşinden gitmek dileğiyle… 

KAYNAKÇA:

Plutarkhos (2021). Paralel Hayatlar. (Çev İo Çokona). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları:İstanbul

Aktiffelsefe Araştırma Grubu


Doğu ve batı felsefelerini ve kültürlerini incelediğimiz felsefe seminerlerimize katılmak isterseniz de buraya tıklayarak ücretsiz kayıt yaptırabilirsiniz. Bu arada seminer konularımızı incelemek için Felsefe Seminerleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız:

gtag('config', 'AW-802439404');